Kühn: Araştırmanıza göre iklim krizi, iklim değişikliği gibi felaketler gerçekten ne ölçüde bir dönüm noktası olabilir.

Ellis: Olayın türüne ve olayın ciddiyetine bağlı. Bu genellikle olmayan bir olaysa - yani yaz ortasında büyük bir kar fırtınası yaşarsak çok daha büyük bir etkisi olur. Ayrıca, olay gerçekleşmeden önce insanların hangi inançlara sahip olduğu da önemli görünüyor. Birisi zaten iklim değişikliğinin var olduğuna ve ele alınması gereken bir şey olduğuna inanıyorsa, aşırı hava olaylarını iklim değişikliğine bağlama olasılığı daha yüksektir. İklim değişikliğine inanmayan biri onun varlığını sorgularken, olayı daha çok bölgede meydana gelen normal hava olaylarının bir parçası olarak görüyor.

Değişimin motoru olarak sosyal karşılaştırmalar
Kühn: Eğer bu bir başlangıç noktası olabilirse. Şimdi davranışlarımızı değiştirmek, iklim kriziyle ilgili bir şeyleri değiştirmek için ne gerekir?

Ellis: Şu anda yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri, kanıta dayalı politikalar geliştirmek için araştırmalara fon sağlamak ve bunları uyguladıktan sonra titizlikle test etmek ve ardından davranışsal müdahalelerin nerede yararlı olabileceğini belirlemek. Örneğin, sosyal karşılaştırmaları kullanmanın yolları vardır. İnsanları komşularıyla karşılaştırmanın, enerji kullanımlarını veya su kullanımlarını azaltmalarında son derece etkili olduğu belirlenmiştir.

Kühn: Yani bu daha çok, her zaman risklerin ne olduğu hakkında konuşmak yerine insanlara bir şeyi değiştirme fırsatı, yani bir tür olumlu vizyon vermekle ilgili.

Ellis: Kesinlikle. İklim değişikliğiyle ve aynı zamanda diğer çevre sorunlarıyla uğraşırken karşılaşılan zorluğun büyük bir kısmı atalet sorunudur. İnsanlar en iyi hareket tarzının ne olduğundan emin değiller. Ve birisi emin değilse, alternatifler olsa bile statükoya bağlı kalma eğilimi vardır.

Değişim için sürü efekti
Kühn: Bu, bu tür durumlarda insanları cesaretlendirebilmek için neler yapılabilkeceğine dair iyi örnekler göstermenin çok yararlı olabileceği anlamına mı geliyor?

Ellis: Kesinlikle. İklim değişikliğini hafifletme ve uyum sağlamaya yönelik birçok stratejide sürü etkisi vardır. Biz insanlar, arkadaşlarımızın ve komşularımızın davranışlarını taklit etme eğilimindeyiz. İnsanlar komşularının ne yaptığıyla, kendilerinin onlarla nasıl karşılaştırıldıklarıyla ve başkalarının onlar hakkında ne düşündükleriyle ilgilenirler. Bireyleri iklim koruma ve uyum stratejilerini benimsemeye teşvik etmenin en uygun yollarından biri de insanların çevrelerinde sosyal bir örnek yaratmaktır.

Kühn: Son olarak, sence işleri tersine çevirebilir miyiz?

Ellis: Konu iklim değişikliği olduğunda, mesele artık onu önleyip önleyemeyeceğimiz değil. Bence bu, buna nasıl uyum sağladığımız ve iklim üzerindeki olumsuz etkimizi nasıl azaltacağımızla ilgili bir soru. Ve şu anda odaklanılması gereken şey de bu.

Kaynak: deutschlandfunk
www.deutschlandfunk.de/klimawandel-und-gesellschaft-verhaltensforscher-mit.676.de.html