Almanya’da sel felaketi

16.07.2021 | Almanya

103 ölü 1300 kayıp

İnsan türünün aşırı tüketim ve doğa tahribatıyla sebep olduğu iklim değişikliği sonucu oluşan aşırı yağışlar Batı Almanya’yı oturulamaz hale getirdi: 100 ölü, 1300 kayıp. Sel felaketi Belçika, Lüksemburg ve Hollanda'da da etkili oldu. Geçmişte yaşananlar bunun da unutulacağına işaret ediyor.

Rheinland-Pfalz eyaletinde hayatını kaybedenlerin sayısı 60’a yükselirken, Kuzey Ren-Vestfalya’da ise hayatını kaybedenlerin sayısı 43’e çıktı.

Rheinland-Pfalz eyaletinin Ahrweiler bölgesinde telefon hatlarının çalışmaz hale gelmesi nedeniyle çok sayıda insana ulaşılamıyor. Evlerini kaybedenler komşularına, hastanelere ve bölgedeki otellere yerleştiriliyor.

Sel suları beton duvarları yıktı, yolları ve evleri kağıt gibi çökertti.
Ağaçların yerinden söküldüğü sel bölgelerinde bazı semtlerin dış dünyayla bağlantısı tamamen kesildi.

200 YILIN EN YOĞUN YAĞIŞI
Almanya’nın batısına 48 saatte metrekareye 148 litre yağmur düştü. Alman Meteoroloji Kurumu (DWD) son 200 yılın en yoğun yağışının meydana geldiğini açıkladı. Ancak bu ilk değil. Şu andaki yağışların farkı çok daha şiddetli olması.

Göz göre göre iklim felaketine doğru:
Son günlerde Kuzeyren-Vesfalya eyaleti ile Rheinland-Pfalz eyaletlerini etkileyen ve şimdiye kadar 100’den fazla insanın yaşamına mal olan sel felaketleri uzun zamandır içinde yaşadığımız iklim değişiminin sonuçları. Aslına bakılırsa bu felaketler göz göre göre olmakta, çünkü çeşitli yıllarda meydana gelen sel felaketleri bugünün habercisiydi.

Temmuz 1997: Brandenburg’da Oder nehrinin taşması sonucu sel felaketi yaşandı. Hükümet 45.000 yardımcı personelle felaketin sonuçlarını hafifletmeye çalıştı.
Ağustos 2002: Elbe nehri ve yan nehirleri aşırı yağmur sonucu taşmaya başladı. Rekor seviyelere ulaşan selin şiddeti Saksonya eyaletinde en az 20 insanın yaşamına mal oldu. Bavyera’da ise Tuna nehri Regensburg ve Passau kentlerini sular altında bıraktı.
Ağustos 2006: Dört yıl sonra gene Saksonya ve diğer Doğu eyaletleri sel felaketine maruz kaldı. Elbe Kuzey Almanya’da yeni rekorlar kıran sellere yol açtı.
Ağustos 2010: Gene Saksonya. Aşırı yağışlar sonucu oluşan sellerde en az 10 kişi yaşamını yitirdi.
Temmuz 2013: Tüm Orta Avrupa’da sel felaketleri meydana geldi. Almanya ve komşu ülkelerde 25 insan yaşamını yitirdi. Toplam hasar 12 milyar Euro olarak açıklandı.
Haziran 2016: Kısa süreli sağanak yağışlar felaket yol açtı. Bavyera’da kimi noktalarda 1 metreyi bulan sel dalgaları 7 insanın yaşamını yitirmesine yol açtı. Bundan birkaç gün öncesinde ise Baden-Württemberg eyaletinde kasırga ve fırtına hasara neden oldu. Bir kasaba toprak kayması sonucu büyük ölçüde haritadan silindi.
Temmuz 2017: Özellikle Kuzey Almanya’yı esir alan “Alfred” isimli alçak basınç Aşağı Saksonya’nın Goslar kentinde sokakların ve yolların sular altına kalmasına neden oldu. Komşu kent ve kasabalarda da benzer durumlar yaşandı.

Şiddetli yağışlar, Almanya'nın komşusu İsviçre ve Belçika'da da su taşkınlarına yol açtı. Son verilere göre Belçika'da 14 kişi yaşamını yitirdi.

Almanlar, iklim krizinin bir işareti olarak artan şiddetli yağmurdan endişeleniyor. Halk federal hükümete iklim koruması konusunda kötü not verdi.

Greenpeace adına Kantar Enstitüsü tarafından yapılan temsili bir anket sonucuna göre, son dönemde yaşanan sıcak hava dalgaları, dolu ve şiddetli yağışlar çok sayıda Alman‘ı ciddi bir şekilde endişelendiriyor.

"Almanya'da sıcaklık, kuraklık, şiddetli yağmur veya sel baskını gibi aşırı hava koşullarındaki artıştan endişe duyuyor musunuz?" sorusuna, ankete katılanların yüzde 73'ü “evet” cevabını verdi. İnsanların yüzde 87'si, giderek artan aşırı hava koşullarının küresel ısınmayla ilgili olduğunu bildiğini söyledi (https://act.gp/3hBIzoA).

Aynı zamanda, Alman vatandaşlarının çoğu hükümetin giderek sertleşen iklim krizine karşı koyma tedbirlerini inandırıcı bulmuyor. Ankete katılanların neredeyse yüzde 40'ı siyah-kırmızı koalisyonun iklim politikasına kötü not verdi - “5” ile “6”. Greenpeace iklim uzmanı Karsten Smid, "Federal hükümet yıllardır iklimi korumak için çok az şey yaptı ve nüfusun beklentilerinin çok gerisinde kaldı" dedi.

Mevcut sel baskınları, CDU başbakan adayı Armin Laschet tarafından yönetilen Kuzey Ren-Vestfalya eyaletini de sert bir şekilde vurdu. Laschet'in kömürden vazgeçilmesini önemli ölçüde geciktiren iklim politikası, Almanya'nın Paris iklim koruma anlaşması kapsamındaki yükümlülüklerini zar zor yerine getirebilmesinde önemli bir rol oynuyor.

Smid, Armin Laschet’in şimdiye kadar Avrupa'nın en büyük sera gazı salanlarından biri olan RWE'nin yanında yer aldığını söyledi.

Öğrencilerin yüzde 98'i aşırı hava olayları ile küresel ısınma arasındaki ilişkiyi çok iyi biliyor. Smid’e göre, " Fridays for Future gösterisine katıldıkları için okuldan kaçmakla suçlanan gençler, iklim krizinin sonuçları hakkında Kuzey Ren-Vestfalya Başbakanından daha fazla şey öğrendi."

Washington'dan, "Bu felakette hayatını kaybedenler için üzülüyorum” açıklaması yapan Başbakan Merkel 16 yıllık iktidarında doğanın zehirlenmesine karşı CO2 salınımının engellenmesi için çıkarılacak yasaların frencisi olarak görev yaptı.
İklimin Korunması için kömür santrallerinin kapatılması talebini reddeden CDU/CSU’nun başbakan adayı Laschet afet bölgesi ziyaretinde iklim savunucusu gibi konuştu. Partisinin Ekonomi Bakanı Peter Altmaier yıllardır yenilenebilir enerji santrallerinin inşasını engelleyen bir politika izledi.

Söz konusu afetlere rağmen şehirler betonlandı, asfaltlandı, yeşil alanlar inşaata açıldı, nehirlerin doğal yatakları değiştirildi.

Buna rağmen, yapılan araştırmalara göre 26 Eylül’de yapılacak genel seçimlerden şirketlerin savunucu CDU/CSU en güçlü parti olarak çıkacak. “Bu da unutulacak” derken anlatmak istediğimiz buydu.

Kapitalizm dediğimiz sistem yık, yap stratejisiyle çalışıyor. Çimento sanayicileri, kum, demir, ağaç şirketleri, taşıma firmaları ellerini ovuşturarak kasalarını doldurmak için yağmurun bir an önce dinmesini ve harabe kentlerin temizlenmesini bekliyor.

İlgili haberler