Çok sayıda skandal, lobicilerin artan etkisi ve siyasette saydamlığın eksikliği nedeniyle yurttaşlar siyasetçilere ve şirket yöneticilerine eskisi gibi güvenmiyor. Yapılan araştırma, ankete katılanların en az yüzde üçünün son on iki ay içerisinde kamusal hizmetlerden faydalanmak için rüşvet verdiğini ortaya çıkardı. Her beş kişiden birisi ise gerekli olan hizmeti alabilmek için araya bir tanıdığını koymak zorunda kaldı.
Almanya'daki yurttaşların yüzde 34'ü Federal Hükümet içerisinde yolsuzluk yapıldığına inanırken, yüzde 62'lik bir kesim Federal Hükümetin büyük tekel temsilcileri tarafından şirket çıkarları için yönlendirildiğini düşünüyor.
Cum-Ex veya Wirecard gibi ortaya çıkartılan büyük skandalların yurttaşların Federal Hükümete olan güvenlerini önemli ölçüde sarstığını söyleyen Transparency International Almanya sözcüsü Hartmut Baeumer, "Yeni seçilecek olan Federal Hükümet mutlaka saydamlık politikası uygulamalıdır, aksi takdirde güvensizlik daha da artacaktır" dedi. Kurum ayrıcı yeni Federal Hükümetin lobicilerin çalışmalarının kontrol edilebilmesi için bir lobi sorumlusunun atanmasını ve lobi kayıtları oluşturularak hangi milletvekillerinin hangi şirketlerden ne kadar para aldıklarının kamuoyuna açıklanmasını talep etti.
Her ne kadar yurttaşların adalet kurumlarına ve polis teşkilatına karşı belirli bir güvenleri söz konusu olsa da, polis ve ordu personeli arasında ırkçı yaklaşımların yaygınlaşması ve neonazilerin çıkması ilerici kesimler arasında kaygı yaratıyor. Buna karşın Alman halkının yüzde 34'ü şirket yöneticilerinin çoğunluğunun yolsuzluklara karıştığı görüşünde. Hatta halkın yaklaşık yüzde 58'i şirketlerin kendi çıkarlarını kollayarak istedikleri yasa ve yönetmelikleri çıkartmak için yüksek miktarda rüşvet verdiklerine inanıyor.
Transparency International kurumunun yaptırdığı araştırma diğer Avrupa ülkelerinde bazı farklılıkları da ortaya çıkarttı. Bu verilere göre Danimarka'da halkın yüzde 12'si ve Finlandiya'da yüzde 16'sı hükümetlerinin yolsuzluklara karıştığını düşünürken, bu oranlar Bulgaristan'da yüzde 90'a ve Hırvatistan'da yüzde 92'ye çıkıyor. Genel olarak Avrupa Birliği ortalamasında Avrupa'da yaşayan halkın yüzde 62'si siyasetin satın alındığını düşünüyor. Üçte birlik bir kesim ise yolsuzluk ve yozlaşmanın giderek daha da artacağı görüşünde.