Alman şehirlerinin sokaklarındaki sefalet artıyor. Başlarını sokacak bir çatısı olmayan insanlar geceyi genellikle kapı eşiklerinde, tren istasyonlarında veya makul derecede sıcak hava kanallarının üzerinde geçirirler. Ancak bu, büyük metropol bölgelerdeki yoksulluğun yalnızca en görünür biçimidir.

Hr’in haberine göre, ülke genelinde her altı yetişkinden biri yoksulluk riski altında. Paritätische Wohlfahrtsverband'a göre, 2022 yılında Hessen'deki yoksulluk oranı ulusal ortalamadan bile yüksekti. Sadece burada 1000000'den fazla insan bu durumdan etkilendi.

Çoğu zaman insanlar, Almanya'da durumlarının iyi olduğunu, ihtiyaç duydukları her şeye sahip olduklarını, ancak Afrika'daki yoksul insanların çok daha kötü durumda olduğunu söyler. Evet, mutlak yoksulluktan bahsediyoruz ama göreli yoksulluk, çocuklarınız bir doğum günü partisi düzenleyemiyorsa ya da okul kantininde yemek yiyemiyorsa, toplumdan dışlanıyorsanız yoksul olduğunuz anlamına gelir.

Son yoksulluk raporuna göre, kadınların yoksulluk oranı erkeklerden önemli ölçüde daha yüksek. Bu farklılık özellikle 65 yaş ve üzeri kişiler için ciddi boyutlarda. Yaşlılıkta yoksulluk konusu her yerde olduğu gibi Frankfurt birliğinin huzurevinde de mevcut.

Bunlar çok büyük endişeler. Kirayla ilgili, yaşamla ilgili, yiyecek, giyecek, ilaç ve ve ve.

Daha sonra çok sayıda insan tasarrufa başlıyor. Bu paradan tasarruf değil: Yani kaloriferi kısıyor. Sonuç olarak yine hastalıklar başlıyor. Ve çoğu zaman bir ilaç için katkı payı bile ödenemiyor.

Kalkınma hedefinde, 2030 yılına kadar hiç kimsenin aşırı yoksulluk içinde yaşamayacağı ilan edildi. Ancak mevcut krizler göz önüne alındığında iddialı bir plan.

Hessen'deki durum özellikle ciddi. Paritätischer Wohlfahrtsverband'a göre burada yoksulluk tüm diğer eyaletlerden çok daha hızlı bir şekilde artıyor ve daha önce görülmemiş bir rekor seviyeye ulaştı.

Yoksulluk sarmalı gerçekten endişe verici bir hızla dönüyor. 2015 yılında Hessen üçüncü sıradaydı. 2019 yılında Bavyera ve Baden-Württemberg eyaletleri ile karşılaştırıldığında yedinci sıraya geriledi ve şu anda 11. sırada. Bunun nasıl bir gelişme olduğuna siz karar verin.

Paritätische Wohlfahrtsverband her yıl ülke çapında yoksulluk raporunu yayınlıyor. Veriler Federal İstatistik Dairesi tarafından yapılan anket ve hesaplamalardan elde ediliyor.

Paritatischer Wohlfahrtsverband Hessen'den Yasmin Alinaghi; „Almanya'daki duruma dikkat çekmek istiyoruz, çünkü örneğin ilk raporda politikacılar Almanya'da yoksulluğun var olduğunu reddetmişti“ diyor.

Bu da milletvekillerinin aldıkları dolgun maaş ve ek gelirleriyle gerçeklerin ne kadar dışında yaşadığını gösteriyor.

Yoksul bir insan olarak her zaman toplumdan dışlanırsınız.
Yoksulluk sınırının aşıldığı nokta tüm Avrupa'da aynı şekilde tanımlanıyor.
Eşik, bir ülkenin ortalama gelirine göre değil, çok zengin ve çok fakir haneler hariç tutularak belirlenir. Ortalama gelir alınır ve bu ortalama gelirin %60'ından az gelire sahip olan herkes yoksul kabul edilir.

Örneğin bekar bir kişi için bu eşik aylık net 1.145 Euro, çocuksuz bir çift için 1718 Euro, 14 yaşından küçük bir çocuğu olan tek başına çocuk yetiştiren ebeveynler için 1489 Euro, 14 yaşın altında 2 çocuğu olan bir çift için 2405 Euro’dur.
Ancak hesaplamaların 2021 yılına, yani enflasyon ve enerji krizi öncesine ait olduğunu da hatırlatalım.

Federal İstatistik Dairesi'ne göre, Almanya'da söz konusu dönemde 2,6 milyon insan parasızlık nedeniyle evlerini yeterince ısıtamıyordu.

„İyi bir işim var yoksulluk benim neyime“ diye düşünen, anlatılanları abartı olarak değerlendirenler olabilir.

Ancak hiç bir şey bu kadar basit değil: Hastalandığınız düşünün ve bunun kalıcı hale geldiğini. O zaman iş gücü kaybı aylığına yani malulen emeklilik aylığına ihtiyacınız olacak ve bu aylığı alan insanların %20'sinden fazlası alınan para yetmediği için aynı zamanda sosyal yardım için de başvurmak zorunda, çünkü iş gücü kaybı aylığı ya da malulen emeklilik aylığı Almanya'da çok düşük.

Ne olması gerekiyor ya da yoksulluk nasıl önlenebilir? Sosyal birlik VdK olarak siyasetçilerden ne gibi talepleriniz var, ne yapmaları gerekiyor?
Bu soruya şu cevap verildi: Evet, hayati önemdeki iyi bir temel çocuk güvencesi yardımı planı olabilirdi. Bu konu tartışıldı ve bu durumdan etkilenenlere fayda sağlayacaktı. Bu önemli bir yapı taşı olurdu. Ne yazık ki gözden kaçmış gibi görünüyor.

Bir de Vatandaş Parası tartışması var.  Çocuklar ve gençler tek başına çocuk yetiştiren ebeveynler, hasta olanlar, düşük ücret sektöründe çalıştığı için geçimini sağlayamadığında yardım baş vurusu yapanlar, yani çalışanlar var. Geriye nispeten küçük bir grup kalıyor. Politikacılar ise bu insanları iş gücü piyasasına nasıl dahil edebilirzi yerine sadece onlar hakkında konuşuyor. "Ne yazık ki bu durum popülist kampanyalarla sosyal kesintileri desteklemek amacıyla siyasi olarak istismar ediliyor."

Uzmanlar durumun daha da kötüleşmeye devam edeceğini düşünüyor.

Armut in Deutschland - ausgegrenzt und abgestempelt?