Ancak bu durum Doğu Afrika'da yıllardır acı bir gerçek. Devam eden kuraklık ve tekrarlanan aşırı sel, çok sayıda insanın geçim kaynaklarını yok ediyor. Sadece geçen yıl 14,7 milyon insan aşırı hava koşulları nedeniyle vatanlarını terk etmek zorunda kaldı. BM’nin binlerce insanın açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarıları da devam ediyor.
Bu nedenle yeni zorluklarla karşı karşıyayız, çünkü kısa vadeli desteğe ek olarak, her şeyden önce ihtiyaç duyulan şey sürdürülebilir, ileriye dönük çözümler. İlk adım olarak tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeye başlamanın tam zamanı: Daha az tüketmek, daha dayanıklı ürünler alıp uzun süre kullanmak, plastiğe veda etmek bunlardan bir kaçı.
İklim krizi küresel eşitsizlikleri şiddetlendiriyor
Somali ve Güney Sudan'daki olaylar, önümüzdeki on yıllarda çok daha fazla insanı evinden edecek küresel bir iklim felaketinin yalnızca habercisi. İklim krizini körükleyenler öncelikle zengin sanayi ülkeleri olsa da, en ağır sonuçlara maruz kalanlar ekonomik olarak dezavantajlı ve bağımlı ülkelerdir.
İklim felaketinin etkileri, önümüzdeki on yıllarda aşırı hava olayları nedeniyle yerinden edilen insan sayısını önemli ölçüde artıracak. Bu benzeri görülmemiş krizin akut sonuçlarını hafifletmek için, dünya çapında insani yardıma olan ihtiyaç her zamankinden daha fazla.
Artık ya aşırı yağışlar sonucu oluşacak sel baskınları, toprak kaymaları ya da kuraklık dönemine girmiş bulunuyoruz. Ortası yok. Buz dağlarının erimesi nedeniyle beslenemeyen nehirlerde düşen su seviyeleri gemi taşımacılığını tarih haline getirecek.
