Avrupa Birliği artık bir model değil; “mali disipline” geri dönmek için, çalışan kesime eşi benzeri görülmemiş tasarruf tedbirleri, işsizlik ve yoksulluk dayatan fanatik sağ kanat hükümetler ve lakayt sosyal demokratlardan oluşan işlevsiz bir organizasyon.
AB’nin daima abartılı bir şekilde vurguladığı bütün o toplumsal dayanışma ve adalet yalanları bir kenara bırakıldı. 2008de bankalara yapılan, bir trilyon doları aşan “mali yardım” neoliberal kumarhane kapitalizminin kayıplarını topluma mal etti ve çoğunluğun, yüksek riskli yatırım fonları spekülasyonlarının, vadeli piyasanın ve tüketim ve borca dayanan bir ekonomik sistemin bedelini ödemesini istedi.
Ekonomik kriz derinleşip, siyasi sistemlerin meşruluğunu ortadan kaldıran ve insanları kapitalist ideolojiden uzaklaştıran dört başı mamur bir siyasi krize dönüştü. Batıda refah devletinin savunulması, büyük insan gruplarının ekonomik faaliyetten ve siyasi katılımdan programlı bir şekilde dışlanışı ve ekolojik korkulara dair yeni uzlaşmazlık ve mücadeleler gelişiyor. Yeni on yılın başlangıcında, diğer yerlerin yanı sıra Yunanistan, Fransa, Hindistan, Tayland, Lübnan, Şili, Hong Kong, Katalonya gibi ülkelerde kendisini görülür hale getiren yeni bir militan ruh, nüfusun geniş kesimlerini ve daha da önemlisi gençleri direniş, isyan ve ayaklanma fikriyle tanıştırıyor.” (Douzinas ve Zizek)
Katalonya
Katalanların, tutuklu Katalan siyasetçilerin serbest bırakılması talebiyle başlattıkları eylemler 14. gününü doldurdu.
İspanya'nın doğusundaki Barselona kentinde, meydanlara çıkan bağımsızlık yanlısı 350.000 Katalan, mahkum edilen Katalan siyasetçilerin serbest bırakılmasını istedi.
Bağımsızlık yanlısı Katalan siyasi partilerin temsilcileri ve Katalonya Özerk Hükümet Başkanı Quim Torra'nın da katıldığı eylemde, “özgürlük” ve “bağımsızlık” sloganları atıldı.
İspanya devletinin Katalonya üzerinde “baskıcı bir siyaset uyguladığı” vurgulanan eylemin manifestosunda, tutuklu Katalan siyasetçilerin serbest bırakılması, yurt dışına çıkmak zorunda kalan Katalanların geri dönmelerinin sağlanması ve bağımsızlık referandumu talebi için kullanılan kendi geleceğine karar verme hakkının tanınması istendi.
Barselona merkezli kitlesel protestolarda şimdiye kadar 600 kişi yaralanırken, yaklaşık 200 kişi de gözaltına alındı.
Şili
Şili'nin başkenti Santiago'da, metro ücretlerine yüzde 4 zam yapılmasının ardından başlayan protestolar üzerine olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi.
İstasyonun hemen önünde açılmış olan pankartta “Şili uyumayacak” yazıyor.
Protestoların zaman içinde şiddete evirilmesi nedeniyle olağanüstü hal (OHAL) ilan edildi.
Merkez sağ siyasetçi Pinera, olayların ardından yaptığı konuşmada sorumluların cezalandırılması için yeni bir ceza hukuku düzenlemesi üzerinde çalışılması gerektiğini söyledi.
Sadece toplu ulaşım araçlarını değil Enel Chile gibi dev enerji firmalarını da hedef alan eylemciler, şirketi ateşe verdi.
OECD’nin Güney Amerika’lı tek üyesi Şili, bölgenin en büyük dört ekonomisi arasında bulunmasına rağmen gelir dağılımı eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülkelerden biri olarak biliniyor.
Eylemcilerin çoğu liseli
Yaşam koşullarının gün geçtikçe pahalılaştığı başkent Santiago’da eylemciler daha çok üniversite ve lise öğrencilerinden oluşuyor.
Günlerce süren protesto gösterilerini yatıştırmak isteyen Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera, eylemlere katılanlara "suçlu" diyerek tepki çeken İçişleri Bakanının da aralarında bulunduğu 8 bakanı görevden aldı. Gösterilerde 20’den fazla insan hayatını kaybetti
Lübnan
Lübnan'da hükümet karşıtı gösterilerin hedefinde olan Başbakan Saad Hariri istifa etti.
Lübnan'da halk, hükümetin internet erişimine vergi getirmek istemesi ve haberleşme uygulaması WhatsApp'tan vergi alınacağını açıklaması üzerine 17 Ekim'den bu yana hükümeti protesto ediyor. Göstericiler hükümeti ekonomik kriz, yolsuzluk ve toplumsal bölünmenin önüne geçememekle suçluyor.
Yaklaşık 6 milyon nüfuslu Lübnan uzun bir süredir ekonomik krizde. Ülke 86 milyar dolarla dünyanın en borçlu ülkesi olarak biliniyor.
