Almanya’da NSU davasının müdahil avukatlarından Seda Başay Yıldız’ı ve küçük kızını elektronik postayla tehdit ederek adını duyuran ırkçı oluşum ‘NSU 2.0’, Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hessen Eyalet Meclis Grup Başkanı Janine Wissler’i hedef aldı.
Geçen Şubat ayında bir hafta içinde peş peşe iki ‘NSU 2.0’ imzalı mektup alan Wissler, ırkçılar tarafından ölümle tehdit edildi. Ölüm mektuplarından sonra inceleme başlatan polis, milletvekili Wissler’in bilgisayarına Hessen eyaleti polis bilgisayarından girildiğini ve bu yolla özel bilgilerinin çalındığını tespit etti. ‘NSU 2.0’ imzalı mektupların polisler tarafından veya polislerin de içinde bulunduğu ırkçı bir oluşum tarafından gönderilmiş olma ihtimali araştırılıyor. Savcılığın başlattığı soruşturma ise devam ediyor.
‘KIZIYLA TEHDİT ETMİŞLERDİ’
NSU davasının müdahil avukatlarından Seda Başay Yıldız da 2018 ve 2019 yıllarında ‘NSU 2.0’ imzalı ölüm tehdidi içerikli mektuplar almış, yapılan soruşturmada mektuplar gönderilmeden kısa bir süre önce Frankfurt’taki bir karakolun bilgisayarından avukatın bilgisayarına girilip özel bilgilerin çalındığı tespit edilmişti. Hürriyet gazetesinin haberine göre, mektupların ardından inceleme başlatan Hessen Eyalet İçişleri Bakanlığı, 40 polis hakkında “aşırı sağ” motifli suçlarla ilişkileri oldukları gerekçesiyle soruşturma başlatmış, 5 polis ise işten el çektirilmişti. Ancak suçlular hâlâ tespit edilemedi. Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Wissler’e gönderilen mektubun içeriği hakkında bilgi verilmedi.
Sol Parti Meclis grubu, partiye ve politik değerlerine saldırıldığını açıkladı. Partinin Eyalet teşkilatı başkanları Petra Heimer ve Jan Schalauske ise, "Sağa karşı ve anti-faşist mücadelemizi kararlı bir şekilde yoğunlaştıracağız" dedi.
İçişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü, Çarşamba günü yaptığı açıklamada, mektupları gönderenle ilgili soruşturmanın tüm hızıyla devam ettiğini söyledi.
Seehofer, polis teşkilatı içinde yapısal bir ırkçılık olmadığını, kamuda ırkçılığa karşı sıfır hoşgörünün geçerli olduğunu ve ırkçılığa karşı kararlıca mücadele ettiklerini söylemişti.
ECRI tarafından Alman polisi içinde ırk temelinde profilleme yapılması tavsiyesini reddederek, “görevde olduğum müddetçe böyle bir araştırma yapılmayacak” demişti.
