Aerosollerin (hava kabarcıkları) iç mekanlarda daha fazla yayılma imkânı bularak bulaştırma riskini artırdığını açıklayan uzmanlar, insanları kapalı mekanlara hapsedici uygulamaların ters etki yaptığını söyledi.
Araştırmacılara göre, bira bahçelerinde kalmakla ilgili tartışmalara öncülük etmek yerine, kapalı alanlarda katı önlemler alınmalı. Orada en yüksek enfeksiyon riski var.
Federal ve eyalet hükümetlerine konuyla ilgili açık bir mektup gönderen uzmanlara göre, “Pandeminin kontrol altına alınması isteniyorsa, asıl tehlikenin kapalı mekanlarda olduğu konusunda insanları duyarlı hale getirmek gerekiyor.” Hürriyet gazetesinin haberine göre, açık havada bulaşma riskinin çok daha az olduğunu belirten uzmanlar, kısıtlayıcı önlemlerin buna göre gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kapalı mekanlarda yüz yüze temas olmasa bile daha önceden kalan havanın virüs taşıma ihtimali yükseliyor.
Okul, hastane, büro, huzurevleri ve yaşlı bakım evleri, koro çalışmaları, toplu taşıma ve insanların toplu halde bulunmak zorunda kaldığı diğer tüm mekânlarda acilen koruyucu önemler alınması istenen yazıda, “İnsanlar evlerde kalmaya değil, temiz havaya çıkmaya teşvik edilmelidir” denildi.