„Bilindiği gibi sosyal statü ve sağlık birbiriyle bağlantılıdır. Bu Covid-19 günlerinde özellikle belirginleşti. Bulaşıcı hastalıklar ayrımcılık yapmaz, ancak her zaman fakirlerin hastalıklarıdır: Herhangi bir virüs karşısında tüm insanlar eşit değildir“ tanımı üzerinden yazılmış yorum, bunu şöyle delillendiriyor:
„Ücretli çalışma alanına ulaşmak için toplu taşıma araçlarına güvenenler, enfeksiyon karşısında diğerlerine göre çok daha hassastır. Özellikle savunmasız yaşlı insanlar arasında, emekli maaşlarını artırmak için işe gitmek zorunda kalan birçok kişi var. Sigortasız bir iş ilişkisi içinde olan hiç kimse hastalık raporu gönderemez ve çünkü hastalanması halinde ücret alamaz. Bu nedenle sağlık sigortası olmayan illegaller veya iltica başvurusunda bulunup sonuç bekleyenlerin tedavisinde büyük engeller vardır.“
Şimdilerde çok tartışılan stoklamalar için de elde paranın olması gerekir. Örneğin, sosyal yardımla yaşayan uzun süreli işsizler, normal zamanlarda bile iki yakaları biraraya gelemediği için yiyecek vb. stoklayamaz. Korona krizinin etkilerini hisseden ilk kurumlardan biri de yoksullara ücretsiz gıda maddeleri dağıtan Tafeller ve buralara bağımlı insanlar oldu. Berlin işsizlik girişimi “BASTA!” bu bağlamda, sosyal yardımla yaşayan ve düşük geliri olan insanlara korona nedeniyle özel ek ödeme yapılmasını istedi.
Yoksullar erken ölür
Onlarca yıl süren neoliberal politikadan sonra, sağlığın meta haline getirildiği sağlık sistemi de dahil olmak üzere, kötü durumda olanlara yardım etmek için kurulmuş dernek ve kurumlar krizin yükünü daha fazla hissediyor.
İşte bu nedenle Corona, sadece tehlikeli bir viral hastalık değil, hayatta kalma ve genel yaşam beklentisi riskinin her zaman kişinin ekonomik durumuna bağlı olduğu kapsamlı bir sosyal sistemin parçasıdır.
Karar öncelikleri
Korona krizinde toplumsal adaletsizliğin ne anlama geldiği ve kapitalizmde kimin çıkarlarının en üstte yeraldığı iyice somutlaştı. Sağlık bakanı Jens Spahn (CDU), yöneticilerin paradigmasını kısaca şöyle özetliyor: “Konser, kulüp ziyareti, futbol maçından vazgeçmek günlük işe gidip gelmekten vazgeçebilmekten çok daha kolaydır.”
Önemli olan, işe gidip gitmeyeceklerine, moda deyimle evde kalıp kalmayacaklarına kendileri karar veremeyen ve sonuçlarına katlanmak zorunda olan ücret bağımlılarının çalıştığı fabrikaların işlemeye devam etmesidir.