Vay Sen misin Ben Olan?

|   Kassel

Sakın ola ki, bir kişiye „kendin ol“ demeyesin!

KASSEL - İnsanın kendisi olması, yasaksız, sevgi dolu, doğal canlı yaşamına dönmesi, yani bilinç altını kullanmaya başlamasıdır. Kendimiz olamadığımız yaşam, „Vay sen misin ben olan“ oyunundaki karakterlerdir: Sahtekâr, düzenbaz, yalancı, iki yüzlü ve ahlak havarisi.

İstanbul Meydan Sahnesi Cuma günü akşamı (14.12.2018) kendisi olmayan ve kendisi olan insan karakterlerinin iz düşümlerini başarılı bir şekilde sahneye taşımayı başardığı için izleyicilerin tezahüratıyla ödüllendirildi.

Oyun, bu insan karakterlerinin, sevilmeme, cezalandırılma, dışlanma korkusuyla yalan silahına nasıl sarıldığını ete kemiğe büründürmeyi başardı. Oyunda herkes kendisinden bir şeyler buldu.

İnsanın kendisi olduğunda neler olabileceği ise rakı içme sahnesinde dalga dalga insanlara ulaştı. Bu sahnede alkol gibi maddelerin yıllardır anlatıldığı gibi uyuşturucu değil uyarıcı olduğu da seyirciye ezber bozdurdu. Alkolün muktedirler tarafından neden yasaklandığını da anlama fırsatı verdi:
„Konuşma lan. Oyna lan. Çal lan. Gel bir öpeyim seni“ replikleriyle bütünleşen mimik ve beden hareketleri tabu olduğu için söylenememiş homoseksüelliği, insanlara hükmetme duygusunu, yalandan kaçısı rakının (uyarıcı) etkisiyle insanın gerçek kişiliğine dönüşünü tek bir eksikle gözler önüne serdi.

Eksiklik, oyuncuların oyun boyunca cıyak cıyak bağırmasıydı. Böylece normal konuşma tonunda – insanlar birbirleriyle bağırarak konuşmazlar- insanları güldürmeye tahrik edecek tonlamalar kayboldu.

Bu eksiklik İstanbul Meydan Sahnesi yazarlarından Ömer Pınar ve oyuncu arkadaşların taktir edilmesini engellemeye yetmedi.

Ömer Pınar, oyunda öne çıkarılan gerçek ve gerçek olmayan insan denen hayvanın karakterini anlamak için Hermann-Hesse‘nin Bozkırkurdu’nun da okunması için kapıyı araladı.

___________

YORUM

Kassel tiyatroyu sevdi
Selahattin Duygu - 1980’li yılların ortalarıydı. Rahmetli Hüsnü Sıvış’la birlikte Ali Poyrazoğlu tiyatrosunu Kassel’e getirmiştik. On bin’in özerinde Türk’ün yaşadığı Kassel’de 60-70 kişi geldi tiyatroyu izlemeye. Biz de zarar ettik. Fakat şunu anladık:

Kassel’de tiyatro kültürünü bilen insan sayısı çok az.

Bu durum 25 yıl devam etti. Ta’ki; 2011 yılında Hakan Yılmaz yönetiminde Kassel İlk Sahne Tiyatrosu’nun kuruluşuna kadar. Bu tarih Kassel’de tiyatro kültürünün başlamasının milad’ı oldu.

İlk sahneledikleri oyun ‘Kadınlık Bizde kalsın’ı iki yüz kadar seyirci izledi. Daha sonra Otogargara oyunu dolu salonda oynandı. Bu oyunları ikişer defa sahnelemeleri halinde bile salon hep doluydu. Zaman içerisinde Türkiye’den çeşitli Tiyatro gurupları geldi. Onlar da hep salonu doldurdu.

Bunları anlattıktan sonra şuraya gelmek istiyorum. Son olarak bir hafta arayla Müfit Can Saçıntı’nın tek kişilik oyunu ‘Sözünü Esirgemeyenler’ ve İstanbul Meydan Sahnesinin ‘Vay sen misin ben olan’ oyunlarında salon yine doluydu. Aklıma eski günler geldi. Nerden nereye diye düşündüm ve gururlandım.

Kassel Tiyatroyu nasıl oldu da sevdi?
Bunun tek nedeni; tiyatro sevgisini Kassel’de yaşayan insanlara aşılayan 25 kişilik Kassel İlk Sahne Tiyatrosu oyuncuları oldu. Bu nedenle yönetmenleri Hakan Yılmaz’ı ve tüm oyuncularını kutlamak istiyorum.

Kassel’e tiyatroyu sizler sevdirdiniz.

Hepinize teşekkürler.

Geri

 

Card image cap
înfo Magazin
Daha fazlasi için

YouTube
Card image cap
Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Card image cap
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
Card image cap
İstekler Programı
Daha fazlasi için
Card image cap
SALI SALI Hakan
Daha fazlasi için