İmc:Bu ablukanın sürdüğü şartlar altında medyanın halini nasıl görüyorsunuz?
Celal Başlangıç: Medya burayı görmedi. Daha doğrusu var olan AKP iktidarı nasıl görmek istiyorsa öyle gördüler. Uzun süre yok saydılar. İlk sokağa çıkma yasağı 16 Ağustos’ta Varto'da ilan edilmişti. Dört buçuk aydır sürüyor ablukalar ve sokağa çıkma yasakları, sivillerin ölümleri, çatışmalar, kentlerin yıkılması. Ve medya onu yok sayıyor. Bu zamana kadar bakmadı bile. Şimdi nasıl giriyorlar oraya? Polis zırhlılarıyla giriyorlar. Tam bu aslında körfez savaşının embedded gazetecileri gibi. Böyle bir gazetecilik mümkün değil. Hem kendi ülkenizde gazetecilik yapıyorsunuz, orada polis tarafından biraz heyecanlı görüldü diye tutuklanıp günlerce ceza evinde kalıyor. Bu şartlarda böyle bir uygulama yapan devletin polis aracına binmek bile bir gazeteci için acı ve utanç verici bir şeydir. Maalesef bunu yaşıyoruz.
İmc: Toplumun bir kesiminin ya hiç görmediği, görse de yalandır gibi bir önyargıyla meseleye baktığını görüyoruz. Ne yapılmalı?
Celal Başlangıç: 84'ten bu yana üç beş eşkıya edebiyatıyla bu güne geldik. Şu anda AKP de şunu göstermek istiyor: Burada işte eli silahlı teröristler var, sokaklara hendek kazmışlar, halk yok kimse yok. Devletin güvenlik güçleri de bunlarla çarpışıyor. Yani şimdi şehrin ortasında, Diyarbakır'ın göbeğinde, Silvan gibi, Nusaybin gibi, Cizre ve Silopi gibi nüfusu 100 binlik olan kentlerde yapıyorsunuz bunu. Ve bu yalanı söylüyorsunuz. Ondan sonra arkasından halklar deyince de birisi, buna da çok kızıyorsunuz. O zaman neden giremediniz bu kadar zamandır bu kadar tankla topla? Burada başka bir şey var demektir. En azından var olan durum bu sorunun böyle çözülmeyeceğini gösteriyor. Bakın biz 90'lı yıllarda iki kentin yakılıp yıkılmasına tanık olduk. Şınak'ın yakılıp yıkılmasına tanık olduk, Lice'nin yakılıp yıkılmasına tanık olduk. Ya orada çatışmalar üç günde bitiyordu. Şimdi Sur'da 28.güne geldik galiba. Bir ay doluyor neredeyse. Yani ne yapıyor adamlar, niye giremiyorlar 18 günde. Ben bunu geçen gün de yazdım. Fatih Sultan Mehmet bile 1453'te İstanbul kapısına dayanmış 6 Nisan'da. 53 günde İstanbul'a girmiş.
İmc: 90'lardan da örnek verdiniz. Aradan geçen 20-25 yıl içerisinde, 90'lı yıllarda siz haber mücadelesi verirken, doğruları aktarmanın mücadelesini verirken bunu yapmayan gazeteciler vardı. Böyle gazetecilik bu toplumda hiç cezalandırılıyor mu?
Celal Başlangıç: 90'lı yıllarda öyle gazetecileri olan toplumlar 2015 yıllarında böyle AKP iktidarına mahkûm olurlar. Bundan büyük ceza mı olur?