Suriye savaşı nedeniyle mülteci sayısı artan Türkiye'de de gözlemciler yabancı düşmanlığı ile ırkçı yaklaşımların yaygınlaştığını söylüyor. Sadece Suriye'den 4 milyondan fazla mültecinin yaşadığı Türkiye'de gerek orta katmanların gerekse de çalışan diğer sınıfların düşük ücretli rekabet ve konut sorunu nedeniyle mültecilere karşı tepki geliştiriyor.
Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, her ne kadar ırkçılığa prim vermeyeceğiz dese de yaptığı “Suriyelileri evlerine göndereceğiz açıklamaları” halk arasındaki yabancı düşmanı yaklaşımları ateşliyor. Aynı şekilde Erdoğan da mültecileri seçim kampanyasında kullanarak bu yaklaşımların yaygınlaşmasına katkı sunuyor.
Bunlar mültecilik ve yabancı düşmanlığı konularında uzman olanların görüşleri.
Öyle ya da böyle, kriz dönemlerinde zorluk çeken kesimler her defasında içinde bulundukları durumun sorumlularını ararlar. Bunu iyi bilen siyasetçiler de - aynı Almanya ve Avrupa'da olduğu gibi – sosyal adaletsizliğin ve politikacıların beceriksizliğinin görülmemesi için toplumun en zayıf ve seçme seçilme hakkı olmayan kesimini suçlu olarak gösterir. Ancak bu günah keçisi politikalarının toplumsal atmosferi olumsuz etkilemesi siyasilerin de aleyhine olan gelişmeleri tetikleyebilir, aşırı sağcı - ırkçı ve faşizan görüşlerin toplumda yaygınlaşmasına neden olur.