Zararlı görülen, verimi düşüreceği düşünülen böceklere ve yabanı otlara karşı pestisit kullanılıyor.
Ancak bu kimyasal maddeler, "hedef zararlıya" seçicilik göstermediği için hedef dışındaki canlılara da zarar veriyor.
Buna rağmen Türkiye'de resmi verilere göre pestisitlerin kullanımında ciddi bir artış var.
Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan resmi verilere göre 2012'de 42.611 ton olan pestisit kullanımı 2015'ten sonra keskin bir artış göstererek 2020 ve 2021 yıllarında 53.000 ton seviyesine ulaştı.
"İlçe bazında değerlendirme gerek"
10 yıl öncesine kadar il, ilçe ve lokasyon bazında rakamlar yayınlanırken bu bilgiler artık kamuoyuyla paylaşılmıyor.
DW Türkçe'ye konuşan gıda mühendisi Dr. Bülent Şık, pestisitlerin yüksek derecede zehirli, çeşitli toksik maddeler olduğunu ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açığını, sadece insan sağlığı değil, doğal hayattaki tüm canlıları olumsuz etkileyerek biyolojik çeşitlilik kaybına neden olduğunu söyledi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Halk Sağlığı Kolu Üyesi Dr. Ahmet Soysal da pestisitlerin akut ve kronik etkileri olduğuna ve ölüme kadar gittiğine işaret ediyor.
"Grup 2A kanserojen, Türkiye'de serbest"
Bu konuda glifosat örneğini veren Dr. Ahmet Soysal, "Pestisit kullanımında bütün dünyanın tartıştığı örnek bir vaka olarak glifosatı söyleyebiliriz. Bu madde bir herbisittir. Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı'na göre 'Grup 2A kanserojen' yani insanlar için muhtemelen kanserojen sınıfındaki bir maddedir. Ülkemizde satışı serbesttir" diye konuşuyor.
"Yasaklanan pestisitler hala mevcut"
Avrupa Birliği (AB) mevzuatına göre yasaklanan pestisit türlerinin Türkiye'de kullanımının halen yaygın olduğunu söyleyen Bülent Şık'a göre, bu durum genellikle AB'ye ihraç edilen ürünlerde yapılan tespitlerde ortaya çıkıyor.