Savaşın yerlerinden ettiği, ayaklarını basacak güvenli bir toprak arayışı içindeki insanları Avrupa kapılarında “istenmeyen insanlar” olarak ilan eden Avrupa, Suriye’deki taşlara ağıt yakmakla meşgul.

“Ölümü seven” insanların en çok sevdiği malzeme taşlardır, cansız olan şeylerdir, canlı olan her şeye düşman oluşlarıdır.
Öldürme isteği, şiddete tapma, ölümü ve pisliği çekici bulma, sadizm, düzen uğruna canlı nesneleri cansız nesnelere dönüştürme isteği ölümü sevenlerin temel eğilimlerinin parçalarıdır.

İnsanlığın ortak mirası olarak kabul edilen tarihi eserler ilk defa yok edilmiyor. ABD’nin Irak’ı işgalinde de insanlığın tarihi mirasları yok edildi.
Atina’nın işgalinde Akrepolis, İran tarafından yıkılmıştı. Kültürel mirasların bilinçli olarak yok edilmesinin uzun bir gelenekselliği var. Almanya’da da aynı acımasız geleneği sürdürerek kültürel mirasları yok ettik: Kitapları yaktık, sinagogları ateşe verdik. Bunun nedeni herhangi bir grubun, cemaatin, devletin kimliği haline gelmiş tarihi eserlere tahammül edilemeyişidir. “En iyi, en büyük biziz” ile ifade edilen narsist toplumların yaşam anlatışı ve hastalıklı ruh halidir.

UNESCO, insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen Suriye’deki 6 tarihi eserin iç savaşta yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.
UNESCO Dünya Mirası listesindeki Halep Antik Kenti, Bosra Antik Kenti, Şam Antik Kenti, Crac des Chevaliers ve Qal’at Salah El-Din kaleleri ile “Çölün Gelini” olanarak tanımlanan antik şehir Palmira’nın roket, tank ve hafif silahlar nedeniyle ağır hasar gördüğü belirtiliyor.

‘Çölün Gelini’nde mermi izleri

Başkent Şam’ın 120 km güneyindeki Busra şehrindeki Antik Roma amfi tiyatrosu tehdit altındaki diğer bir yer.  İyi korunmuş ve geniş kapasiteli Roma dönemine ait amfi tiyatro ve bu tiyatronun hasar görmemesi için etrafına Selahaddin Eyyübi tarafından yaptırılan kale, şehirdeki en önemli tarihi eserler arasında yerini alıyor. Bölgedeki volkanik kayalarla inşa edilen antik şehir ve tiyatro, UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunuyor. Fırat’ın 120 km güneybatısında bir vaha üzerinde kurulan ve Suriye çölünün ticari kervanlarının geçiş bölgesinde bulunan, ancak vaha olması sebebiyle “Çölün Gelini” adını alan Palmira antik şehrinin duvarlarında mermi izlerine rastlandı.

Eserler silahla takas ediliyor

İç savaşın her iki tarafı da kazanmak için tarihi eserlere zarar vermekten kaçınmıyor. Örneğin Halep’te 1665’te Sultan Murat Calabi tarafından inşa edilen; antik Yunan, Roma, Bizans ve erken İslam dönemlerinden kalma eserlerin bulunduğu müzesi hava saldırısında zarar gördü. Amerikan dergisi TIME, isyancıların yağmalanan tarihi eserleri silahlarla takas ettiklerini duyurmuştu. UNESCO Genel Müdürü İrina Bokova, geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak dünya kültür mirasını koruma çağrısında bulundu. Bakova, tüm taraflardan bu ülkede bulunan insanlığını ortak kültür miraslarını korumak için tedbir almalarını istedi.