Bu politika değişikliğinde ABD tarafından Ankara'ya yapılan baskının da önemli bir rolü olduğu iddia ediliyor. Bilim ve Politika Vakfı’ndan Türkiye Uzmanı Dr. Günter Seufert’e göre Suruç saldırısı, Türkiye'nin değişen bu siyasetine karşı IŞİD'in verdiği bir cevap olabilir.”
Bu saldırıyla birlikte siyasi partilerin birbirlerine laf yetiştirme maçı başladı. Halkın hassasiyetine “Saldırı hepimize” diyerek seslenen Davutoğlu, taraftarlarına bize sahip çıkın çağrısı yaptı. HDP,
“bu topraklar insanlığın ve medeniyetin var olduğu topraklardır. Bu topraklarda medeniyeti yeniden ayağa kaldıracağız” dedi. Her iki açıklamada da var olan durumun üstesinden nasıl gelineceği, medeniyetin yeniden nasıl ayağa kaldırılacağına dair bir politik plan yok.
Katliamı protesto etmek için binlerce insanın sokağa çıktığı açıklanırken, milyonlarca insanın neden protesto etmediğine dair bir kelime yok. Çünkü günlük politikalar üzerinden horoz kavgası yapılıyor.
Türkiye’yi demokratikleştireceklerini iddia eden politik hareketlerin, 32 insanın öldürülmesi sonrası halkın düşünce yapısında, ruhsal yapısında nasıl bir değişimin olduğunu, bu değişimin neye işaret ettiğini, sorumluluk alma noktasında neler düşündüğünü, nasıl bir toplum istediklerini öğrenmek için bilimsel bir çalışması yok.
Farklı bir politika diyenlerin AKP iktidarı kaybederse onun yerine neyin konulacağına dair bir planı yok. Halkın düşünce yapısının kendisinin düşünce yapısına benzediğinden hareket ederek politika üretenler sürekli duvara tosluyor. Ama bunu kabul eden yok.
Bu plansız programsız çalışma alışkanlığı, “bundan sonra ne olacak? Sorusuna cevap verebilir mi?