Siyasi suçlar ve sağ gözün görme sorunu

|   Politika

Dobrindt’in sağ gözü kör, sol gözü lazer

Almanya’da bazı gelenekler değişmiyor: Siyasi suçların başını yine aşırı sağ çekiyor. Ama İçişleri Bakanlığı'nın derdi solcular ve yabancılarla.

Kimin elektrik direği kestiği daha önemli, kimin cam kırdığı, mülteci yurtlarını kundakladığı o kadar mühim değil.

İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, istatistikleri açıklarken, sağcıların “en büyük tehdit” olduğunu kabul etti ama sonra bu bilgiyi "görmezden gelme" geleneğine geri döndü. Sağcılar geçen yıl 42.788 suç işlemiş (yüzde 48 artış), ama Bakan Bey "aman toplum kutuplaşmasın" diyerek sağa fazla bulaşmak istemiyor. Solcuların işlediği 9.971 suça ise ayrı bir strateji hazırlanıyor. Evet, çünkü sistem düşmanı en büyük tehdit... elektrik direkleri!

Sağcıların suçlarını soruştururken delillerin nedense hep gözden kaçtığını da hatırlatalım. Solingen’deki kundaklamada sanığın evinde “Kavgam” bulunmuş, ama savcılık önce “edebi ilgi olabilir” diyerek pek önemsememiş. Ancak davacıların ısrarı sayesinde delil sayılmış. Avukat Seda Başay-Yıldız bu durumu şöyle özetliyor: “Renk körü bir adalet sistemiyle karşı karşıyayız.” Hakimler delillere bakarken, gözlüğü ters takıyor olabilir.

Bu arada Dobrindt, “anayasaya aykırı her türlü hareketle mücadele edeceğiz” dese de, pratikte sağcılarla "yumuşak flört", solculara ise “sert strateji” uygulanıyor. Solcuların kamu mallarına verdiği zarar (bakınız: o çok değerli elektrik direği) devleti o kadar üzmüş ki, neredeyse ağlayacaklar. İnsanlar dövülüyor, göçmenler saldırıya uğruyor ama bakanlık: “Bu direği kim kesti?!” diye feryat ediyor.

Gelelim yabancılara... Eğer bir yabancı antisemitik bir söz söylerse ya da polise ters bakarsa, hemen “paketlenip” gönderilecek. Çünkü Dobrindt’in anlayışına göre “tarihi sorumluluğumuz” Alman antisemitleri korumakla sınırlı (!). Göçmen antisemitler sınır dışı, yerli antisemitler ise "tarihi bağ" ile muamele görüyor olabilir. Kısaca, “sen bu suçu Alman kimliğiyle işle, mesele yok.”

Judith Porath (VBRG), olup biteni “muhafazakâr geri dönüş” olarak tanımlıyor. Sağcılar artık sadece sokakta değil, parlamentoda da oldukça rahat. Hatta o kadar rahatlar ki, danışma merkezlerinin bütçesi kesilirken, nefret suçları günde dokuz vakaya ulaşmış durumda.

Son söz yine Seda Başay-Yıldız’dan geliyor:
Siyasete güvenim kalmadı.”
Ve bizden küçük bir ek:
Elektrik direğine dokunma, ama insanların hayatına dokunmak serbest.

 

Geri

 

Card image cap
înfo Magazin
Daha fazlasi için

YouTube
Card image cap
Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Card image cap
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
Card image cap
İstekler Programı
Daha fazlasi için
Card image cap
SALI SALI Hakan
Daha fazlasi için