Eyalet öğrenci temsilciliği, zihinsel sağlık problemlerinde öğrencilerin desteklenmemesini eleştirdi. Lou-Marleen Appuhn Pazartesi günü Wiesbaden'de yaptığı açıklamada psikolojik baskının yaygın bir sorun olduğunu söyledi.
Yaklaşık 50.000 Hessenli öğrenciyle yapılan anket, öğrencilerin yüzde 50’sinin ev ödevlerinden dolayı strese maruz kaldığını ortaya çıkardı. Bu stres uyku bozuklukları veya tükenmişlik olarak kendisini gösteriyor. Bu öğrencilerin yarısına bile herhangi bir yardımda bulunulmadı. Eyalet öğrenci temsilciliğine göre radikal bir değişiklik yapılması gerekiyor.
Ev ödevleri kaldırılmalı
Appuhn, "Okul sistemi hala öğrencileri tam olarak anlayamamış gibi görünüyor" dedi. Verim baskısını azaltmak için ev ödevlerinin kaldırılması, bunun yerine, derslerin gruplar halinde öğrenilmesi istendi.
Buna ek olarak, önleme programları için çağrıda bulunan Appuhn, aynı zamanda öğretmenler için eğitim ve yardım yapılması çağrısı yaptı.
Hessen Kültür Bakanlığı şu anda okullarda 114 psikoloji danışmanının hizmet verdiğini açıkladı. GEW sendikası ve öğrenci temsilcileri 6.000'den fazla öğrenciden bir psikoloğun sorumlu olmasını eleştirdi.
Finlandiya
“Olur mu ya” diyerek tepki gösterebileceğimiz Finlandiya eğitim sistemi
Dünyadaki en iyi ve en başarılı eğitim sistemlerinden birine sahip olan ve tam olarak bu nedenle herkesin hayallerini süsleyen Finlandiya'nın eğitim politikasını kısaca anlatmak istiyorum.
Finlandiya’da ev ödevi ve zorlama yok, öğle yemeği, okul malzemeleri ve geziler de dahil eğitim tamamen ücretsiz.
Her öğrenciye bireysel bir yaklaşım sunulan Finlandiya eğitim sisteminde, farklı zihinsel ve bedensel becerilere sahip çocuklar bir arada okuyor. Bir öğrenci zorluk yaşıyorsa, öğretmen birebir dersler ayarlıyor, ek dersler organize ediyor.
Üçüncü sınıftan önce not sistemi olmayan Finlandiya'da, notlar yalnızca öğrencilere bildiriliyor. Notlar bilginin mükemmelleştirilmesi ve bireysel ders planının düzeltilmesi için motive etmek amacıyla kullanılıyor.
Okullarda, ders sırasında çocukların oturma zorunluluğu yok.
Ders sırasında kendilerini nasıl rahat hissediyorlarsa öyle davranıyorlar; koltukta ya da yerde oturabiliyorlar. Hava güzelse, dersler çimlerde ya da amfi tiyatro gibi dizilmiş özel sıralarda yapılabiliyor.
Çocukların ödev yapmak yerine dinlenmeleri ve aileleriyle vakit geçirmeleri hedeflendiği için Finlandiya eğitim sisteminde ödev neredeyse hiç verilmiyor.
Az verilen bu ev ödevleri kısa sürede bitiyor ve genellikle ilgi çekici konular seçiliyor. Tarih derslerinde büyükanne ve büyükbabalarla 1950'li yıllarda hayatın nasıl olduğuna dair sohbet edilmesi bunlardan biri...
Sınavlara değil, hayata hazırlanılan Finlandiya'da, çocuklar ortaokuldan mezun olana kadar hiçbir sınavdan geçirilmiyor.
Öğretmenlik çok prestijli bir meslek olarak görüldüğü için çocuklar en iyi öğretmenlerden eğitim alıyor.
Bir öğretmenin aylık gelirinin üç bin beş yüz euro olduğu Finlandiya'da, öğretmen haricinde her sınıfta öğrencileri izleyen ve yaptıkları çalışmalarda onlara yardım eden özel bir yardımcı da bulunuyor.
Öğrenciler gerçek hayatta ihtiyaç duyacakları şeyleri öğreniyor.
Yemek pişirmekten örgü örmeye, web sitesi kurmaktan dikiş dikmeye kadar Finli öğrenciler dünyaya uyum sağlamaları amacıyla her şeyi öğreniyor. Yüzme derslerinde yalnızca yüzmeyi değil, boğulan birini tanıma amacıyla belirtileri de öğreniyor.
Yatılı partilerin organize edildiği Fin okullarında, uyku tulumlarını alan öğrenciler öğretmenlerle birlikte okulda kalıyor.
Sinema geceleri düzenleniyor, oyunlar oynanıyor ve herkes spor salonunda uyuyor.
Kütüphanelerde çocuklara okuma sevgisi aşılamak amacıyla eğitilmiş köpekler bulunuyor.
Eğitimli olan bu köpekler, çocuklar kitap okurken ya da bir hikaye anlatırken onları dinliyor.
Yapılan ders ilgisini çekmediğinde öğrenci farklı bir şeyle ilgilenebiliyor.
Finlandiya'daki okullarda öğrenci ders sırasında gidip kitap okuyabiliyor ya da dikiş dikebiliyor.
İstedikleri kıyafeti giyebilen öğrenciler, aynı zamanda ayakkabısız bir şekilde okulda gezebiliyor.
(campusonline.com/RK)