Ancak Erdoğan'ın başka endişeleri vardı. O, telefon görüşmesinde sözü yeniden aylardır rahatsız eden Riza Sarraf davasına getirdi. Sarraf 2016 Mart ayında FBI tarafından Miami’de tutuklanmıştı. Sarraf, ABD makamları tarafından Türkiye’nin yardımıyla İran’a uygulanan ambargoyu delmekle suçlanıyordu.
Ancak tüm girişimler başarısız oldu. Obama yetkilileri, Ocak ayındaki telefon görüşmesinden sonra Washington Post'a yaptıkları açıklamada, Erdoğan'ın Zarrab davasına kafayı takmış olduğu izlenimini edindiklerini söyledi.
Obama'nın halefi Trump da Sarraf davasında Türk hükümetine taviz vermiyor. Ve şimdi Erdoğan'ın ne pahasına olursa olsun önlemek istediği şey geliyor.
Aralarında eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın da bulunduğu sanıklar hakkında altı suçlama var:
• ABD ve özellikle de ABD Hazine Bakanlığı'nı dolandırmak için kumpas kurma,
• Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı (International Emergency Economic Powers Act) delmek için kumpas kurma,
• Bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma,
• Bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurma,
• Kara para aklama,
Reza Zarrab bugün savcılık adına tanıklığa başlıyor
ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarını yasa dışı yollarla delmekle suçladığı eski Halkbank yöneticisi Mehmet Hakan Atilla'nın yargılandığı davada suçunu kabul eden ve savcılıkla işbirliğine giden Reza Zarrab, bugün jüri karşısına çıkıyor.
Savcı Deyvi Dentin (David Denton):
"Reza Zarrab tanık olarak hikâyenin iç yüzünü anlatıp, tüm bu karışık yalanların arkasındaki gerçeği teşhir edecek. Kendisi ABD yasalarını çiğnediği için suçlu olduğunu kabul etti ve devlet ile işbirliği yapma kararı aldı"
"Mehmet Hakan Atilla'nın yalanları, ABD'nin İran'a uyguladığı ekonomik yaptırımlarda milyarlarca dolarlık delik yarattı"
"ABD bankalarına hile yapıp İran'ın paralarını dünyada rahatça dolaştırabilmesini sağlayan bu çok başarılı planın mimarı Atilla'dır. Zarrab niyeti ifade etti, Atilla metodu sağladı."
"İran'ın milyarlarca dolarını başka ülkelere transfer etmesi Orta Doğu'daki ülkelerin ekonomilerini de etkiledi. Boyut o kadar büyüktü ki plan, Türkiye ve İran'daki bakanlar tarafından korundu"
"Türkiye'deki üst düzey yetkililer Zarrab'a hakimlere rüşvet vermesini emretti"
Savcı Deyvi Dentin, Zarrab'ın ifadelerinin Türkiye'deki 17-25 Aralık (2013) soruşturmalarına ışık tutabileceğini de ifade etti.
Dentin:
"Rüşvetle Türkiye'deki soruşturmadan (17-25 Aralık 2013) kurtulmuş olsalar da, delillerden kurtulamadılar. Bu deliller (17-25 Aralık'ta sızdırılan ses kayıtları) bugün New York'taki bu duruşmaya kadar gün ışığı görmedi."
"Deliller, küresel çapta bir dolandırıcılığın üzerindeki perdeyi kaldıracak"
Dentin, mahkeme jürisine, o dönemde verilen rüşvetlerle Türkiye'de 17-25 Aralık 2013'teki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının üzerinin kapatıldığını söyledi.
"Türkiye'deki aynı yozlaşmış üst düzey politikacılar Zarrab'a hâkimlere daha da çok, milyonlarca dolar rüşvet vermesi talimatını verdi, böylece her şey unutulacaktı...
"Zarrab parayı ödedi. Komployu kuranların ortakları hapisten çıktı ve Türk polisinin yürüttüğü soruşturma son buldu...
"Ama görünüşe göre olayı takip eden sadece Türk polisi değildi. Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI'ın karşı istihbarat birimi de 2013'ten bu yana kendi araştırmasını yürütüyordu. FBI delilleri bir araya getirerek neler olduğunu çözdü. Ve toplanan deliller Türk polisinin topladıklarıyla aynı hikayeyi anlatıyor"
Davada, İranlı Türk vatandaşı altın tüccarı Rıza Sarraf, devlete ait Halk Bankası Şefi Mehmet Hakan Atilla ve eski Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın da aralarında bulunduğu 9 kişi yargılanacak.
Dava sonrası Türk bankalarına ceza gelmesi durumunda ne olacak? Bu hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Türkiye'nin ismini zedeleyecek, hem de Erdoğan cezayı ödeyip ödememe ikileminde kalabilecek.
(İngiliz Faynanşıl Times’a konuşan bir uzman “Öderseniz suçu kabul etmiş olursunuz, ama ödemezseniz de uluslararası bankacılık sisteminin dışına atılıp, devlet varlıklarına el konması riskiyle karşı karşıya kalırsınız” diyor.