Bu soru, demokratik bir hukuk devleti ile ifade özgürlüğü arasındaki sınırların nerede başlayıp nerede bittiğine dair temel bir tartışmayı yeniden alevlendirdi.
"Compact" dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Jürgen Elsässer'in şu sözleri, bu tartışmanın merkezinde yer alıyor:
“Sıcak bir sobanın ya da bir bilgisayarın arkasına saklanarak gazete yapmıyoruz [...]. Amaç rejimi devirmek.”
Jürgen Elsässer, "Compact"-Chefredakteur, „Wir machen keine Zeitung, indem wir uns hinter den warmen Ofen oder den Computer verziehen […]. Sondern das Ziel ist der Sturz des Regimes.“
İçişleri Bakanlığı (BMI), bu gibi ifadeleri anayasal düzene karşı "saldırgan ve mücadeleci" bir tavır olarak değerlendirmiş ve 2024 yazında dergiyi yasaklamıştı. Ancak Almanya Federal İdare Mahkemesi, bu yasağı kaldırdı.
Mahkeme: Kışkırtıcı ama anayasa düşmanı değil
Mahkeme Başkanı Yargıç Ingo Kraft, kararın gerekçesinde şu ifadeleri kullandı: “Temel yasa, özgürlüğün düşmanlarına bile düşünce ve basın özgürlüğünü garanti eder.”
Derginin dilini “polemik ve kışkırtıcı” bulduklarını kabul eden Kraft, ancak bu söylemlerin henüz anayasa düşmanlığı sınırını aşmadığını belirtti.
Mahkeme ayrıca, "Compact"ın göçmen kökenli Alman vatandaşlarını “ikinci sınıf” olarak konumlandıran söylemlerinin insan onurunu ihlal ettiğini, ancak bu durumun toplu bir yayın yasağını haklı kılacak düzeyde olmadığını ifade etti. Gerekçede, derginin bazı içeriklerinde düşünce ve basın özgürlüğü çerçevesine giren unsurların hâlâ mevcut olduğuna dikkat çekildi.
Böylece, geçen yıl alınan geçici durdurma kararını kalıcı hale getiren 6. Daire, Compact’ın tamamen yayın hayatına devam edebileceğine hükmetti.
Aşırı sağcı yayına yargıdan “Devam” onayı
Derginin yayın yönetmeni Elsässer, kararı büyük bir zafer olarak nitelendirerek şunları söyledi:
“Bu hukuki zafer çifte başarıdır. AfD de bu karardan faydalanacaktır. Eğer Compact yasaklanamıyorsa, aynı suçlamaların yöneltildiği AfD’nin de yasaklanması mümkün değildir.”
2010 yılında kurulan Compact, bugün Saksonya-Anhalt eyaletinde faaliyet gösteriyor. Mahkeme verilerine göre tirajı yaklaşık 40.000, çevrimiçi yayınlarının izlenme sayısı ise 460 bine kadar çıkıyor.
Basın özgürlüğü nerede biter?
Bu karar, Almanya’da ifade özgürlüğü ile anayasal düzeni koruma çabaları arasında ince bir çizgi olduğunu bir kez daha gösterdi. Mahkeme, demokrasiye karşı söylemlerin dahi özgürlük kapsamında değerlendirilebileceğini belirtiyor. Ancak burada sorulması gereken şu:
Demokrasiyi açıkça hedef alan bir yayın organı, “ifade özgürlüğü”nün arkasına saklanarak nereye kadar korunmalı?
Bu soru sadece Almanya için değil, demokratik değerlere sahip çıkmak isteyen tüm ülkeler için geçerliliğini koruyor.