Altın ve petrol fiyatları hızla yükselirken, dünya ekonomisinin dengesi bir kez daha savaş tehdidiyle sarsıldı. Olan yine ekmek derdindeki vatandaşa, markette fiyat etiketine ve akaryakıt istasyonundaki pompa başına oldu.
Sabah saatlerinde İsrail'in İran'a düzenlediği hava saldırıları, petrol piyasasında şok etkisi yarattı. Brent tipi ham petrol ve ABD menşeli WTI petrolü yaklaşık yüzde 12 zamlanarak son dönemin zirvelerine ulaştı. Bu artış, savaşın henüz bölge dışına yayılmadan bile küresel enerji maliyetlerini nasıl etkilediğini açıkça gösteriyor.
ABD menşeli WTI ham petrolünün varil fiyatı 76,22 dolara çıkarken, Brent petrol 77,46 dolara kadar yükseldi. Uzmanlar, çatışmaların Hürmüz Boğazı gibi stratejik geçitlere sıçraması durumunda enerji akışının sekteye uğrayabileceği konusunda uyarıyor. Global Risk Management’tan Arne Lohmann Rasmussen, “En büyük kabus, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatması olur. Bu, dünya petrol arzının yüzde 20’sine doğrudan darbe demek” diyor.
İngiliz Denizcilik Güvenliği Ajansı da Basra Körfezi ve çevresindeki deniz trafiğinin artan risk altında olduğuna dikkat çekti. Kısacası, deniz yolları tehlikede, ama en büyük fatura yine günlük yaşamın yükünü taşıyan halklara kesiliyor.
İran’dan “Sorun Yok” açıklaması ama piyasa öyle demiyor
İran Petrol Bakanlığı, saldırılarda rafineri ve depolama tesislerinin zarar görmediğini iddia etti. “Rafineri faaliyetleri sorunsuz devam ediyor” açıklaması yapılırken, piyasaların buna pek kulak asmadığı görülüyor. Çünkü savaşın gölgesinde “güven” zaten çoktan fiyatlandı.
Altın güvenli liman oldu, Dolar güçlendi – Ya Ekmek?
Savaş tehdidi sadece enerjiyle sınırlı değil. Altın gibi “güvenli liman” varlıklara yönelim arttı; ons fiyatı yüzde 0,8 artarak rekor seviyelere yaklaştı. Dolar da değer kazandı, buna karşılık Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin para birimleri düşüşe geçti. Bu, gelişmekte olan ülkeler için ithalatı pahalılaştıran bir gelişme.
Zaten yüksek olan hayat pahalılığına bir de bu küresel krizler eklenince, sabit gelirli vatandaşlar için denklemi tutturmak her geçen gün zorlaşıyor. ABD'de açıklanan düşük enflasyon verileri sayesinde faiz indirimi beklentileri güçlenmişti; ama İsrail-İran gerilimi bu iyimserliği hızla gölgeledi.
Savaş uzakta, ama faturası en yakında
İsrail’in Tahran dahil birçok İran kentini hedef aldığı hava saldırıları, nükleer tesisleri de vurdu. İran, saldırıya misilleme olarak 100 civarında İHA’yı İsrail’e gönderdi. Siyasi gerilim tırmanırken, bu çatışmanın sadece Ortadoğu’yu değil, tüm dünyayı ekonomik bir savaş alanına çevirdiği ortada.
Ev kadını pazarda meyvenin fiyatını sorgularken, işçi sabah otobüse binmeden önce akaryakıt zammını düşünürken, akıllardaki soru şu: Bu savaşlar kimin savaşı, faturası neden hep bize?