Teklif Türk Ceza Kanunu'nun cinsel saldırı suçlarını düzenleyen 102.maddesindeki iyi hal ve haksız tahrik indirimlerinin kaldırılmasını öngörüyor. Yasa teklifinde cezaların caydırıcılığının artırılması, cinsel istismarda şikayet ve 18 yaşından küçük çocukların evlendirilmesinde rıza kavramının kaldırılması da yer alıyor.
6 ayda 150 kadın öldürüldü
Avukat Ülkü Tolunay, kadın cinayetlerine her gün bir yenisinin eklendiği Türkiye’de, cinayetlerin artışında toplumsal, ekonomik ve siyasal sorunların etkili olduğunu söyledi.
Bilinenlerin tekrarlandığı gerekçelerde, ezber bozmak isteyen birilerinin çıkmaması düşündürücü. Sorunun çözümünde toplumsal düşünce biçiminin cinayet ve kıyımdaki etkileri, bu toplumsal düşüne biçiminin nasıl değiştirileceğine dair soruların olmaması da dikkat çekiyor.
Ekonomi ve siyaset düzeldiğinde sorunların çözüleceğini öngören bu anlayışın, Avrupa’da kadın cinayetlerini nasıl açıklayacağı, toplumsal düşüncenin adresinin neresi olduğu ise merak konusu.
Adresi merak edenlere
Ailede yasaklı, günahlı ve haramlı bir eğitimden geçiriliyoruz.
Yasaklanmış bir şey yaptığınızda - mesela hırsızlık - ne yaparsınız? Yalan söylerseniz. Neden, sevilmeme korkusundan yani cezalandırılma korkusundan. Çünkü yaşam sevgi ve aşkla vardır. Kendisini sevilmeye layık görmeyen insanlar genellikle intihar yolunu seçer. Sevilmeme korkusu bu kadar ağır bir korkudur.
Karşınızda cinselliği tahrik eden kıyafet giymiş bir kadın veya yakışıklı bir genç gördüğünüzde ne yaparsınız? Gözünüzün ucuyla bakarsınız. Hayal kurarsınız, mastürbasyona başvurursunuz. Daha sonra da bu fiilleri yaptığınız için kendinizi suçlarsınız. Yani yasaklayanların yargıçlığı biter kendi kendinizin yargıcı olmaya başlarsınız.
Bunların her birisi aç olan bir kişinin önüne en sevdiği yemeği koyup, bu yemeği yemenin haram, yasak ve günah olduğunu söylemek gibidir.
Yasakların ihlal edilmesi fiilleri insan denen canlının psikolojisini bozar. Bunu kendini cezalandırma, başkasına şiddet uygulama, şiddet uygulayanı haklı görme halleri izler.
Şiddet ve şiddetin tohumları toplumsal eğitimin fabrikası denilen aile içindeki eğitimle ekilir.
Şiddete karşı olduğunu söyleyenler bunu afiş, slogan ve söylem olmaktan çıkarmak istiyorsa işe ailedeki eğitimden başlanması gerektiğini kavramaları gerekir.
