Nörobilimci ve psikiyatrist Joachim Bauer, hr-info ile yaptığı söyleşide çocukların ihtiyaçlarını anlamak için doktor veya araştırmacı olmanıza gerek olmadığını söylüyor. Bauer, "Kalbiniz doğru yerdeyse, çocukların rezonans ihtiyaçlarını görmemek için neredeyse kör olmanız gerekir" diyor. "Çocuk sürekli tüm vücuduyla bir davette bulunur: Benimle ilgilgilen, birlikte oynayamaz mıyız?"
Çocukların neye ihtiyaçları olduğuna dair mesajları yetişkinlere açıkça ilettiğini söyleyen Bauer, bunu görmek için bakmanız yeterli: "Tabii ki, bütün gün cep telefonuma veya dizüstü bilgisayarıma bakarsam, onu göremem ve ne yazık ki şu anda yolculuk buraya doğru."
Bebekler davranışları hakkında geri bildirime ihtiyaç duyarlar
69 yaşındaki Bauer, günümüzün ebeveyn kuşağını suçlamak istemiyor, ancak onlardan daha fazla destek talep ediyor ve erkekleri çocuk yetiştirme işlerinde daha sorumlu hale getirmek istiyor. Çocuklara gerçekten de yardımcı olan şey bu.
Bebek diğer memelilerin aksine benlik duygusundan yoksun olarak dünyaya gelir. Ne ve kim olduğumuz hakkında hiçbir fikrimiz yoktur. İnsanlar prematüre bebeklerdir, tamamen olgunlaşmamış ve henüz biyolojik olarak işlev göremeyen bir ön lob ile doğarlar. Ancak burası, insanların daha sonra kendileriyle ilgili bilgileri ve inançları depoladıkları ve öz bağlantılarını geliştirdikleri yerdir.
Peki benlik çocuğa nasıl gelir? Bauer’e göre, çevrenin rezonansı özellikle ilk birkaç yılda oldukça hayati derecede önemli bir rol oynuyor. Bebekler davranışları hakkında geri bildirime ihtiyaç duyarlar çünkü bir gitarın telleri üzerinde oynanmasıyla çıkan seste olduğu gibi, bakıcının tepkileri bebeğe onun bir kişi olduğunu gösterir.
Bauer, bebeklerin 24 aylık olana kadar benlik donanımına sahip olmadıklarını söylüyor. Kendisi henüz kendi isteklerini yerine getiremediğinden, bakıcılarının sevgi ve ilgisine büyük bir ihtiyaç duyar.
Empati olmadan benlik olmaz
Sevgi alınmazsa ne olur? Hayatlarının ilk aylarında onlara bir şey verecek kimse olmadığında birçok insan büyük bir boşluk veya üzüntü hissediyor. Çocuklar empati kuramazlarsa, kendilerini oluşturamazlar: Bauer, "Bu insanlarla genellikle daha sonra psikiyatri pratiğinde karşılaşıyoruz" dedi.
İhmal, stres genlerini aktifleştirir
Bauer, kişilerarası olarak deneyimlediğimiz her şeyin beynimiz tarafından algılanıp biyolojiye dönüştürüldüğünü söyledi. Bunun, genlerin etkinleştirilmesi ve etkisizleştirilmesini içerdiğini vurgulayan Bauer, "Bir çocuk ilk beş yıl içinde çok fazla teşfik alırsa, kendini kanıtlayabilecek görevler verilirse, o zaman genler sinirlerin gelişmesi fonksiyonunu aktifleştirerek bu çocuğun beynini büyütüyor.“
Ancak bir çocuk ihmal edilirse, duygusal olarak beslenmez ve uyarı almazsa stres genleri aktif hale gelir. Çocuk, yeterince iyi olmadığı ve sevilmediği, beyninin düzgün gelişemediği duygusuna kapılır, diyor Bauer: "Beyin son derece sosyal olarak yapılandırılmıştır. Modern sinirbilimdeki en son nokta budur."
İnsanların sorumluluklarının farkında olmaları gerektiği konusunda uyaran Bauer, "Birbirimize nasıl davrandığımız önemsiz değil. Birbirimize karşı davranışlarımız sadece diğer kişinin ruhunu değil, aynı zamanda vücudunu da etkiler" diyor.