Bu durumda olanlar için bu ne anlama geliyor? Frankfurt'tan multi mini iş emekçisi anlatıyor.

Hr’in haberine göre Frankfurt'un 38 yaşındaki Aysun'u, beş yıl önce tam zamanlı bir işe ek olarak yarı zamanlı bir işte çalışmaya başladı. "Pazartesi-Cuma arasında Frankfurt Havalimanı'nda LSG'de tam zamanlı ve hafta sonu bir servis şirketinde yarı zamanlı olarak çalışıyorum." Böylece çalışma süresi 50 saatini alıyor.
 
Arkadaşlıklarını zorlukla sürdürüyor. "Ne yazık ki tam zamanlı bir çalışan olarak aldığım para yeterli değil, bu yüzden her hafta sonu değil ama hafta sonları çalışmak zorundayım, böylece ayın sonunu getirebiliyorum" diyor.

Aileleri olanlarda ihtiyaç daha da fazla
Sonuç olarak, Aysun'un cebinde her ay asıl gelirine ek olarak yaklaşık 250 Euro daha var. Ana işinde ayda brüt 2,100 Euro kazanıyor, ancak Frankfurt gibi pahalı bir şehir için çok az. Birazcık da olsa rahat yaşayabilmek için yan bir işte çalışmak zorunda olduğunu söylüyor Aysun.

Asgari ücret önemli bir faktör
Aysunlara özellikle Starbucks, McDonalds ve Burger King gibi büyük büyük şirketler zincirinde ödenen para ayda brüt 2,000 Euro’yu bile bulmuyor. Bu nedenle de yarı zamanlı bir işte çalışmaktan başka çareleri yok.

Asgari ücret önemli bir faktör. Şu anda asgari saat ücreti 9,35 avro. İşsizlik üreten Neoliberalizm, ürettiği işsizler ordusunu da çalışanların her koşula boyun eğerek çalışması için kullanıyor.

2004 yılında 1,9 milyon olan mini işlerde çalışan emekçilerin sayısı 2019 yılına kadar neredeyse iki kat artarak 3,5 milyona çıktı.

Sol partiye göre bunun sebebi berrak bir şekilde ortada: Asıl işlerinden kazandıkları para yetmiyor.

Çünkü “ Almanya olarak Avrupa’nın en büyük düşük ücret sektörü bizde. Bu nedenle çok sayıda insan ikinci veya üçüncü işte çalışarak ek gelir elde etmek zorunda kalıyor. Çünkü asıl işinden aldığı para yaşamasına yetmiyor.”