Vatandaş hakları savunucusu Martin Luther King 50 yıl önce öldürüldü. İnsan hakları mücadelesi onu dünya çapında üne kavuşturmuştu. Daha az biline yanı ise ten rengine bakmaksızın yoksullara olan bağlılığıdır.

Martin Luther King, ölümünden aylar öce ABD'deki yoksullukla mücadele ve tüm vatandaşlar için ekonomik eşitlik kadar bir konuyla ilgilenmedi. Suikastın 50. yıldönümü vesilesiyle, Washington'daki iki büyük müze King’in son büyük projesi “yoksul insanlar kampanyası”nı hatırlatıyor.

Amerikan Ulusal Tarihi Müzesi ve Afroamerikalılar Müzesi, King'in sosyal adalete olan bağlılığını sergiliyor.Afrika Amerikan Tarihi ve Kültürü Ulusal Müzesi'nin kurucu direktörü Lonnie Bunch, “İnsanların Martin Luther King'i farklı bir ışık altında görmelerini istedik” diyor. " Ekonomik eşitliği rüyasını gerçekleştirmenin en önemli yollarından biri olarak gördü."

Martin Luther King son olarak 3 Nisan 1968 tarihinde halkın önüne çıktı. Bir gün sonra Memphis/Tennessee’deki otelinin balkonunda vuruldu. O vurulduğunda 39 yaşında idi.
İlk adım olarak vatandaşlık hakları
King, siyahi insanlar için medeni hakların sadece ilk adım olduğunu çok iyi biliyordu. Bu yasa 1960'ların ortalarında yasal hale getirildikten sonra, King, bunu eşit olmayan yaşam koşullarına karşı savaşa dönüştürdü. Sivil haklardan yararlananlar için, yeterli yiyeceğin veya iyi bir eğitimin olmaması uygunsuz değil midir?

O zamanki Adalet Bakanı Bobby Kennedy ile birlikte, başkentin ortasında, Washington'daki Mall'da, Amerika'nın dört bir yanından gelen fakirler için bir tür kamp planladı. Bu kamp “Diriliş Şehri” olarak da adlandırıldı, çünkü Kongre'deki politikacıları sarsmalıydı, diyen Bunch: “Yoksulluğa karşı yürütülen kampanya, sadece yoksul siyahları değil, Latinler, Kızılderililer ve beyazları da kapsıyordu: Çünkü sadece tüm halk gruplarının ittifakıyla Amerika değiştirilebilirdi.

Multi etnik protesto
King “Diriliş Şehri”ni bir daha yaşayamadı. ABD'nin dört bir yanından gelen yaklaşık 10.000 yoksul insan, alışveriş merkezlerine baraka ve çadırlara yerleşmesinden altı hafta önce King bir suikastla öldürüldü. Aslında, Kamp ABD'nin yoksul beyaz, siyahi, Latin Amerikalılardan oluşan multi etnik bir protestoya sahne oldu.

Gerçekleşmeyen hayal
ABD, Afrika kökenli Amerikalılar için eşit haklar hayallerinin hala çok uzağında. ABD'deki yoksul ve zengin arasındaki uçurum King'in ölümünden bu yana önemli ölçüde arttı. Bu durum sadece siyahileri, Latinoları değil beyazları da içine aldı. Bunch: "O Amerika'ya inanıyordu. O Amerika'nın değişebileceğine inanıyordu." Amerika'nın değişeceğine inanma King’in en büyük mirası olarak sürüyor.