On bölgede 23 milyon insanı etkileyen depremlerin ardından bölgede temel ihtiyaçlara erişimde büyük zorluklar yaşandı. Depremin ilk günlerinde devlet kurumlarının gelmemesi ve yardımların ulaştırılamaması nedeniyle depremzedeler temel ihtiyaçlarını karşılamak için marketlere ve dükkanlara girmek zorunda kaldılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise depremin etkilediği 10 ilde ilan ettiği 3 aylık OHAL’e “yağmacılığı” gerekçe gösterdi. Sosyal medyada da "yağmacılık", "hırsızlık", "linç" ve "özel hareket müdahalesi" görüntüleri yaygınlaştırıldı.
Ancak bu haberleri yaygınlaştıranlar „bu durumda ben olsaydım ne yapardım?“ sorusunu sorabilseydi, bu konu değil, yardımlar daha iyi nasıl yapılabilir? sorusunun cevabı tartışılacaktı.
Hatay Antakya'da giyim mağazası sahibi Metin Akın, Sputnik'e yaptığı açıklamada, "Depremden sonra ne yaşadınız" sorusuna şu cevabı verdi:
"Depremden sonra geldiğimizde dükkanın camları kırılmıştı. İnsanlar zaten yağmurda çıplak çıkmıştı. İçerideki kıyafetleri giyisileri mecburen almak zorundalardı yani. Ben 'yağmaladı' kelimesini kabul etmiyorum burada. İhtiyaçları için aldılar herkes soğukta. Çocuğuna, kendine… Helali hoş olsun."