Büro çalışanı şunda 43 yaşında olan Andrea Haumann, plusminus programına yaptığı açıklamada merdivenleri çıkamadığını söyledi. Onun akciğer problemi var ve yorucu bir iş yaptığında oksijen maskesi takmak zorunda. Haumann çalışamıyor.

O üç yıl öncesine kadar hemen yanında laser yazıcı bulunan bir büroda çalışıyordu. Her gün 2000 sayfa basıyordu. Bastığı kağıtları okurken parmakları siyahlaşıyordu. En kötüsü ise giderek artan öksürüğün yarattığı rahatsızlıktı.

TÜV bilirkişi heyeti hastalığının yazıcıdan çıkan tozlardan kaynaklandığını onayladı. İkinci bilirkişi ise mürekkebin mesleki hastalığın sebebi olduğunu düşündüğünü belirtti.

Laser yazıcıdaki mürekkep yüksek sıcaklıkta kağıda yapıştığında, tartışılan tozladan biel küçük olan milyarlarca aerosol solunum yollarına gidiyor.
Prof. Michael Braungart, "Bu mürekkep içinde kanserojen ve genetiği değiştirebilecek sağlığa zarar veren oldukça fazla madde var” dedi.

Federal hükümet geçtiğimiz yıl hava kirliliği ve ince tozların tehlikesine karşı yaptığı uyarıda:

"Lazer yazıcılar özellikle tehlikeli olan ultra ince tanecik boyutundaki partiküler maddeyi serbest bırakıyor” diye yazdı, ancak birkaç ay sonra bunu kaldırdı.

Neden?
Her baskıda havaya karışan milyardan fazla partikül var. Bunu yazıcının üstüne yapıştırılacak mavi melek etiketinin yutması mümkün değil.

Bakanlık için iki araştırma komisyonu oluşturuldu. Bunlardan birisini yazıcı üreticileri Birliği, diğerini ise Meslek Hastalıkları sigortası finanse etti. Prof. Michael Braungart, bunların her ikisi de bir grubun çıkarını temsil ettiğini vurguladı.

Bunlardan birisi ürettiği yazıcılarla insanları hasta ettiği için sorumluluk almak zorunda olan, diğeri de bu insanlara acı parası vermek ve meslek hastalığı olduğunu onaylamak zorunda olan sigorta. Bu kesinlikle bilimsel değil.

Bu durumdan etkilenen Anja Haumann olayı “Büroda laser yazıcı Dizel motor ve ben de gönüllü filtreyim“ cümlesiyle açıkladı.