Türk- Kürt ihtilafını anlayabilmek için geriye bakmak gerekiyor. Bugün Kürtler, Türkiye, Suriye, İran, İran ve Ermenistan'ın bazı kısımlarında yaşıyor. 500 yılı aşkın bir süredir kurulmak istenen Kürdistan devleti hedefine ulaşılamadı. Aksine: Türkiye'de Kürtlerin, etnik azınlık hakları 1923'te Mustafa Kemal Atatürk tarafından reddedildi. O zamandan beri süren çatışmalar PKK’nın silahlı mücadeleye başladığı 1984 yılıyla birlikte Almanya’ya da yayıldı.
Mesela Mart 1994’te Frankfurt yakınında bulunan A5 otoyolu işgal edildi. İki PKK sempatizanı kendisini yakmıştı. Protesto nedenlerinden biri, 2 Mart'ta Kürt cenaze töreninin yasaklanması ve Alman polisi tarafından törenin dağıtılmasıydı. Bunu çok sayıda Kürtlerin düzenlediği protesto gösterileri izledi. Bu süreç 1999 yılına kadar sürdü. 1999 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın tutuklanmasının ardından Avrupa çapında şiddet olayları yaşandı, protestolar düzenlendi. Berlin’de İsrail Konsolosluğuna baskın düzenleyen dört PKK’lı öldürüldü.
"Biz nefret Milleti değiliz”
Almanya'da üç milyon Türk yaşıyor. Bir milyonun üzerinde de Kürt yaşadığı tahmin ediliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha 2008 yılında Kölnarena’da binlerce insana karşı yaptığı konuşmada Kürtlerle Türkler arasında barışının sağlandığını ifade etmişti. Erdoğan bunu da
"Türkler, nereye giderse gitsin oraya barış, hayır ve dostluk getirir, biz nefret milleti değiliz" diyerek gerekçelendirmişti.
Ancak daha sonra Suriye'de çatışmalar başldı. Cem Özdemir 2015 yılında yaptığı açıklamada, “Suriye’de ve Irak’ta IŞİD ile savaş bahanesiyle Türkiye’nin Kürtleri hedef aldığını söylemişti.
Almanya'da yine kitlesel Kürt kitle gösterileri yapılıyor. 9 Ekim'den bu yana devam eden Türkiye’nin Kuzey Suriye’deki Kürtlere karşı yaptığı operasyonun Almanya’da Kürt-Türk ihtilafının alevlenmesi potansiyeli taşıdığı göz ardı edilmemeli.