Alman hükümeti altı eyalette aşırı sağcılara düzenlenen operasyonları ve tutuklamaları "başarı” olarak niteledi. Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, operasyonların güvenlik makamlarının "tetikte ve dikkatli olduğunu" gösterdiğini belirtti.
İçişleri Bakanlığı'ndan bir sözcü ise Almanya'da hali hazırdaki güvenlik durumuna göre ibadethanelere saldırı ihtimalinin "soyut" olmadığını söyledi.
Müslüman kuruluşlardan tepki
Müsslümanlar ve camilerin aşırı sağcıların hedefinde bulunmasına tepki gösteren Müslüman kuruluşları, camilerin korunması için bir güvenlik konsepti oluşturulmasını istedi.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) yaptığı yazılı açıklamada, Almanya'daki camilere yılda yaklaşık yüze yakın saldırı düzenlendiğini, camilere yapılan tehditlerin Müslümanlarda endişe ve korkuya sebep olduğunu söyledi.
DİTİB, tüm demokratik, liberal ve barış isteyen insanları, "Müslümanlara yönelik şiddete ve ayrımcılığa kesin olarak karşı çıkmaya ve dayanışma içinde yan yana durmaya" çağırdı
Almanya Müslümanları Merkez Konseyi Başkanı Ayman Mazyek ise camilerin çok uzun süredir yeterince korunmadığına dikkat çekti. Mazyek, "Müslümanlar gerçekten de daha fazla tehlike içinde yaşıyor" dedi.
Almanya'da İslam düşmanı motifli suçlar 2017'den bu yana kayıt altına alınıyor. Hükümetin verilerine göre 2018 yılında 43'ü camilere olmak üzere 910, 2017 yılında 1.095, 2019 yılında ise Müslüman ve Müslüman kuruluşlarına 184 saldırı düzenlendi. Faillerin yüzde 90'ından fazlası da siyasi amaçlı suç işleyen “sağcılar” olarak tanımlandı.
Bilimsel olarak çürütülen biyolojik ırkçılık yerini kültürel ırkçılığa bıraktı. Tekabül edilen ulusun en iyi ulus olduğunu, bu nedenle de her türlü haktan yararlanmaya layık olduğuna inanır. Diğer “ırkların” ise “aşağı ırk” olduğu için sosyal, demokratik haklardan yararlanamayacağını ve onların asalaklar olduğunu, ileri kültürün kimyasını bozduğu için sınırdışı edilmeleri gerektiğini savunur.
Neonazilere baskın
Almanya'da geçen Cuma günü altı eyalette düzenlenen operasyonlarda Neonazi hücre mensubu ve destekçisi olduğundan şüphelenilen 12 kişi gözaltına alınmış ve ardından tutuklanmıştı. Federal Başsavcılık grubun " "iç savaş benzeri bir atmosfer oluşturmak istediğini" açıklamıştı.