Küçük daire bulmak zor, fiyatlar yüksek
Belediyelerin belirlediği kira sınırları ve metrekare ölçütleri, teoride Bürgergeld alanların barınma masraflarını kontrol altında tutmayı amaçlıyor. Ancak pratikte durum farklı. Büyük şehirlerde 45–50 metrekarelik bir dairenin dahi kiraların el yaktığı ve çoğu zaman uygun fiyatlı seçeneklerin neredeyse hiç bulunmadığı eleştirileri artıyor.
Uzmanlara göre “uygun konut” kriteri, mevcut piyasada çoğu kez karşılanamıyor. Kiralık dairelerin azlığı, fiyatların hızla yükselmesi ve artan talep, Bürgergeld alanların gerçekçi bir alternatif bulmasını zorlaştırıyor.
Bakanlık yaklaşık ölçüleri şöyle veriyor:
• 1 kişi: 45–50 m²
• 2 kişi: yaklaşık 60 m² veya 2 oda
• 3 kişi: yaklaşık 75 m² veya 3 oda
• 4 kişi: yaklaşık 85–90 m² veya 4 oda
• Her ek kişi için: yaklaşık +15 m² veya +1 oda
Koruma süresi var ama çözüm değil
Sistem, bir yıllık koruma süresi boyunca mevcut kira giderlerinin tamamen karşılanmasını öngörüyor. Ancak bu süre dolduğunda Jobcenter yalnızca “uygun” sayılan kira tutarını ödemeye başlıyor. Bu durum, yüksek kiralı bir dairede yaşayan birçok kişinin aradaki farkı kendisinin ödemesi anlamına geliyor.
İşin kritik noktası ise şu: Jobcenter masrafları düşürmeyi istiyor ama taşınma için uygun bir konut bulmak çoğu bölgede imkânsıza yakın.
Gençlerde durum daha sert
25 yaş altı Bürgergeld alanlar için taşınma onayının daha katı koşullara bağlanması da tartışma yaratıyor. Birçok genç, aile evinden ayrılmak istese bile Jobcenter’ın onayı olmadan kira desteği alamıyor.
Gerçekçi olmayan bir beklenti mi?
Barınma politikası uzmanlarına göre, mevcut uygulama ile konut piyasasının gerçekleri arasında büyük bir uyumsuzluk var. Kira sınırları ve metrekare kriterleri, kağıt üzerinde mantıklı görünse de pratikte Bürgergeld alan kişilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor.
Bu nedenle giderek daha fazla kişi şu soruyu soruyor:
“Konut sayısının yetersiz olduğu, kiraların hızla yükseldiği bir ülkede, Bürgergeld’de ‘uygun konut’ şartı gerçeğe ne kadar uyuyor?”