“Kassel Hayır platformu” tarafından yapılan açıklamada, 16 Nisan’da yapılacak Anayasa referandumu bütün ülkenin geleceğini ve insanların yaşamını derinden etkileyecek. Bu nedenle Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli emekçiler olarak, Türkiye’nin geleceğinden kaygı duyuyoruz” denildi.
Bu nedenle, hangi partiye oy vermiş olursa olsun, hangi etnik
kökenden gelirse gelsin, hangi inanca-mezhebe mensup olursa olsun, herkesten referandumda “HAYIR” oyu kullanması istendi.
“HAYIR” oyu kullanmanın gerekçesi ise şöyle açıklandı: “Türkiye’nin sorunları; sınırsız yetkilerle donatılmış tek kişilik bir yönetimle değil, halkın barış, demokrasi, refah ve özgürlük isteklerini karşılayacak politikalarla ve denetlenebilir, değiştirilebilir demokratik mekanizmalarla çözülebilir.”
16 Nisan’da yapılacak referandumda oy kullanacak Almanya’daki T.C vatandaşlarının hangi sorumluluğu yüklendiklerini anlatmak için yapılacak toplantıya Doktor. Pınar Açıkgöz katılacak.
Toplantı bugün Philipp-Scheidemann –Haus’ta saat 17.30’da başlayacak.
Radyo Kassel’in yorumu
Evetçiler ve Hayırcılar
Başkanlık referandumunda evetçilerin ve hayırcıların ortak noktası, kendi fikirlerinin olmaması: Saatlerce televizyon başında oturduktan sonra yatan ve sabah kalkıp işe giden, televizyonlarda anlatılanları tartışma, düşünme zamanı olmayan insanların, küçük bir azınlık dışında kendisine ait düşüncesi olamaz.
Evetçiler Erdoğan’a taraf olma, Hayırcılar da karşı olma refleksiyle hareket ediyor.
“Başkanlık gelirse demokrasi elden gidecek, Halkın denetimi ortadan kalkacak, parlamento güçsüzleşecek” gerekçesi ikna edici olamıyor. Çünkü Türkiye’de demokrasi hiçbir zaman yaşanmadı. Demokrasinin ağızda tat bırakan nimetleri tadılmadı. Hükümetin politikalarına muhalif olanlar hep istenmeyen, susturulması gereken bozguncular olarak kabul gördü. Bilgili insanlara veba virüsü taşıyan insanlar olarak yaklaşıldı.
Muhalif gazeteler, dergiler ilk defa AKP iktidarları döneminde kapatılmadı. Muhalefete, eleştirilere tahammülsüzlük Türkiye’deki insanların yaşam anlayışının politikleşmiş hali olarak hep vardı. Hala da var.
Muhalefet yıllardır demokrasinin, özgürlüklerin ne demek olduğunu, neden bir ekmek ve su kadar önemli olduğunu anlatmayı başaramadı.
Son söz olarak, “Evet” çıkarsa da, Hayır çıkarsa da sürpriz olmayacak. “Evet” örgütlü bir gücün ete kemiğe bürünmüş hali, "Hayır" örgütsüz bireylerin tercihi olarak tarih sayfalarında yerini alacak.