Özellikle Almanya’da 30 derecenin üzerindeki günlerin sayısı son yıllarda iki katına çıktı. Kuraklıklar artıyor, ani ve yoğun yağışlar çoğalıyor.
Bu durum sadece geçici bir rahatsızlık değil; toplum için ciddi bir uyarı. Özellikle yaşlılar, çocuklar ve hasta insanlar risk altında. Şu anki tepkiler –örneğin vantilatör kullanımı veya acil planlar– yeterli değil. Bunun yerine şehirlerdeki "ısı adaları"nı azaltan, yeşil alanları çoğaltan ve su yönetimini iyileştiren uzun vadeli çözümler gerekiyor.
Üretrim sisteminin ve onu gerçekleştiren insanların sebep olduğu iklim değişikliği ve etkileri her geçen gün daha fazla hissediliyor. Sıcaklıklar arttıkça, iklim krizine göz yummak artık bir seçenek olmaktan çıkıyor.
Sonuç olarak: Şikâyet etmek yerine harekete geçme zamanı. Sıcak hava dalgaları sadece bir tehdit değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve yaşanabilir bir gelecek inşa etme fırsatıdır.