Çok sayıda AB ülkesinde çoktandır bir hak durumunda
Ancak 28 AB ülkesinden 16'sında, yerel seçimlerinde üçüncü ülke vatandaşlarının oy kullanma hakkı çoktan "heyecan verici olmaktan çıkmış bir uygulama durumunda.”

Seçim gününde 16 yaşını dolduran Alman vatandaşları ile en az 16 gündür seçim bölgesinde yaşayan diğer 26 AB üyesi ülkelerden gelenler oy kullanabilecekler.
Federal hükümetin ilk Yabancılar Danışmanı ve KRV eski Eyalet Başbakanı Heinz Kühn öncülüğünde hazırlanıp 1979 yılında yayınlanan Künh Memorandum’da “Almanya’da en az 8 yıldır yaşayan yabancılara yerel seçimlere katılma hakkı verilmeli” deniyor.

Aradan tam 41 yıl geçtiği halde, Türkler de dahil bazı ‘yabancılar’, bu haktan hâlâ mahrum.

Almanya’da ilk kez Schleswig Holstein Eyalet Parlamentosu, 14 Şubat 1989 tarihinde, 20 Şubat 1989’da ise Hamburg Eyalet Parlamentosu tüm yabancılara yerel seçim hakkı verilmesini kararlaştırdı.

Tabii Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) buna itiraz etti.

Federal Anayasa Mahkemesi 31 Ekim 1990’da iki eyaletin kararını da “Anayasa’nın 20. maddesi ile bağdaşmıyor” gerekçesiyle geri çevirdi.

Alman Anayasası’nın 20. maddesinde, “Almanya Federal Cumhuriyeti demokratik ve sosyal bir federe devlettir. Egemenlik tümüyle halkındır. Halk egemenliğini seçimler ve oylamalar aracılığıyla ve yasama, yürütme ve yargı yetkileriyle donanmış özel organlar eliyle kullanır” deniliyor.

Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları, “Alman Anayasası’na göre halk Almanlardan, Alman vatandaşlarından oluşuyor” görüşünü savunmuş ve bu egemenlik haklarından ancak Alman vatandaşı olanların oluşturduğu ‘halk’ın yararlanabileceğinden yana karar aldı.

Hürriyet gazetesinin haberine göre, Ancak Federal Anayasa Mahkemesi’nin bu kararından 15 ay sonra 7 Şubat 1992 tarihinde, Avrupa Konseyi tarafından imzalanan Maastricht Sözleşmesi ile AB vatandaşlarına yaşadıkları üye ülkelerdeki yerel seçimlere katılma hakkı verildi.

Evet, Maastricht Sözleşmesi ile Alman yargıçların ‘halk’ anlayışı kararı devre dışı kaldı.

Ama nedense Federal Anayasa Mahkemesi yargıçları adeta sessizliğe gömüldü.
Ayrımcılık ve dışlanmaktan rahatsızlık duyan bir avuç insanın yerel seçimler kapıya dayandığında başlattıkları kampanya da bir işe yaramadı.

Almanya'da camilerimiz var, ancak Alman pasaportumuz yoksa camilerin müsadesini veren belediyelerin meclislerini seçme hakkımız yok.