Almanya'da 22 milyon çocuk, genç ve genç yetişkin yaşıyor. Bu gençler bazen “Z Kuşağı” olarak adlandırılıyor, ancak “tek bir gençlik” diye bir şey yok. Kentli, kırsal, yoksul, zengin, doğulu, batılı, göç geçmişi olan ya da olmayan - gençler yaşam koşulları kadar çeşitlilik gösteriyor.
Yine de onları birleştiren bir şey var: “Dünyaya ve hayata bakışları”
Pek çok gencin geleceğe olan güveni azalmış durumda. “Önümüzdeki on ya da yirmi yıl içinde ne olacak? Savaşların sonuçları, iklim krizleri, küresel mülteci hareketleri, pek çok iş alanında kalifiye işgücü açığı, ırkçılık, yabancı düşmanlığı bunlar gençler üzerinde büyük bir yük oluşturuyor.
RAPORA göre, gençlerin büyük çoğunluğu ebeveynlerine güven duyarken siyaset ve toplumla olan ilişkilerinde aynı güveni hissetmiyor. Siyasi süreçlerin kendilerine uzak olduğunu ve yeterince şeffaf olmadığını düşünüyorlar.
Raporu tanıtan Federal Aile Bakanı Lisa Paus, gençlerin birçok alanda kendilerini dışlanmış hissettiklerini vurguladı ve bunun demokrasi açısından tehlike oluşturduğunu belirtti. Gençlerin, yeterince söz hakkı bulamadıklarında antidemokratik çözümlere yönelme riski taşıdığını ifade etti.
SİYASİ KATILIMI GÜÇLENDİRİLMELİ
Raporu tanıtan Federal Aile Bakanı Lisa Paus, çocuk haklarının Almanya Anayasası’na eklenmesi gerektiğini savundu. Ancak bu konu, SPD, Yeşiller ve FDP’nin koalisyon sözleşmesinde yer alan bir hedef olmasına rağmen, ortada henüz bir yasa taslağı yok.