Uzmanlar enerji fiyatlarındaki artışları ham petrol ve doğal gaz ihtiyacının artması ve geçen kışın depolardaki doğal gaz seviyesini düşürmesiyle açıklıyor. Ayrıca Almanya'da karbon salınımı vergisinin mazot, benzin, kalorifer yakıtı ve doğal gaz kullanımı sonucunda oluşan her ton karbondioksit başına 25 Euro düzeyinde alınmasının da pahalılığa neden olduğu savunuluyor. Görevdeki Alman hükümetinden enerji fiyatlarının artmasına karşı herhangi bir tedbir önerisi gelmemesinin yanı sıra, yeni hükümetin de bu konuda nasıl bir politika izleyeceği bilinmiyor.
Buna karşın diğer Avrupa Birliği ülkelerinde hükümetler toplumsal protestoların önüne geçmek için bazı tedbirler almaya başladı. Vergi indirimleri ve yoksul ailelere yardımlarla pahalılıkla mücadele etmeye çalışan ülkeler bir türlü enflasyonun ve enerji fiyatlarındaki artışın önüne geçemiyor. İspanya hükümeti yaz aylarındaki büyük protesto hareketlerinin yeniden alevlenmesinden çekinirken, Sarı Yelekliler hareketini unutmayan Fransız hükümeti de protestoları yoksul hanelere yüz Euro elektrik ve doğal gaz yardımıyla engellemeye çalışıyor. Henüz görüşmeleri süren yeni Federal Hükümetin ise nasıl bir fiyat politikası takip edeceği belli değil. Görüldüğü kadarıyla çetin geçmesi beklenen 2021-2022 kışı özellikle çalışanları, işsizleri, emeklileri ve yoksul haneleri kötü vuracak gibi.