Ülkede son bir ayda üçüncü kez on binlerce emekçi sokaklara çıkarak hükümetin kemer sıkma politikalarını protesto etti.
"Buradayız çünkü tasarruf politikasına ve burada bulunan hepimizi etkileyen belirsizliğe karşı protesto etmek istiyoruz.”
“Gösteri yapıyoruz çünkü artık yeter, bize kulak verilmiyor.”
Başbakan’ın sendikalarla görüşmeye açık olması, Fransa’da birçok kişinin birikmiş öfkesini değiştirmiyor.
“Önemli olan, önceki hükümetlerin hatalar yaptığını kabul etmektir. Bu hatalar düzeltilebilir. Ve en büyük hata, emeklilik reformudur. İki yıl önce emeklilik yaşı 62’den 64’e yükseltildi.”
CGT sendikası dün yapılan protesto gösterisine 600.000 civarında katılım gerçekleştiğini açıkladı. Ancak bir gerçek açık: katılım giderek azalıyor. Paris’te yapılan yürüyüşe 24.000 emekçi katılırken Montpellier ve Strazburg gibi kentlerde de hükümetin kemer sıkma politikalarını protesto eylemlerine katılanların sayısı yarı yarıya azaldı.
Sendikalar, her şeye rağmen “kararlılığın sürdüğünü” vurguladı. CGT Genel Sekreteri Sophie Binet, işçilerin taleplerinden geri adım atmayacağını söylerken, başka sendika liderleri halkın sürekli mobilize edilmesinin zor olduğuna dikkat çekiyor. Bu da örgütsüzlüğün protesto gösterilerini keyfiyete dönüştürme tehlikesine işraet ediyor.
Protestoların arka planında yalnızca bütçe kesintileri yok. Fransa emekçileri hâlâ iki yıl önce kabul edilen emeklilik reformunun yarattığı hoşnutsuzluğu üzerinden atabilmiş değil. Emeklilik yaşının 62’den 64’e çıkarılması, özellikle işçi sınıfında büyük bir öfke biriktirmişti. Bugünkü gösteriler, o tepkinin hâlâ canlı olduğunu gösteriyor.
Sonuçta Fransa’da sokak protestoları hâlâ güçlü bir siyasi mesaj taşıyor. Ancak katılımın azalması, muhalefetin elindeki en etkili silahın giderek zayıfladığına işaret ediyor.
