Paris’te ‘Kadınlar için adalet’
Paris’te binlerce kişi ‘Kadına yönelik şiddete karşı her zaman her yerde’ sloganıyla yürüdü. Gösterinin çağrısı kadın hakları örgütü FEMEN, Genel İş Konfederasyonu (CGT) ve NPA Partisi’nin de aralarında olduğu birçok dernek ve sendika tarafından yapıldı. Paris’teki Opera Meydanı’nda başlayan yürüyüşte şiddet nedeniyle hayatını kaybeden kadınların fotoğrafları taşındı.
‘ARTIK SUSMAYACAĞIZ’
Hürriyet gazetesinin haberine göre ‘Kadına yönelik şiddete son’, ‘Kadınlar için adalet’, ‘Kadına yönelik ekonomik şiddete son’, ‘Her gün yeryüzünde binlerce kadın tacize uğruyor’, ‘Şiddet uygulayanlara hak ettikleri ceza verilmiyor’, ‘Kanunlar şiddet uygulayanlardan yana’, ‘Özgürlük, eşitlik, kardeşlik’, ‘Artık susmayacağız’, ‘Erkek baskısına son’, ‘Yaşasın kadınların mücadelesi’ sloganlarının atıldığı yürüyüşte, ayrıca müzik gösterileri ve dans performansları da sergilendi.
Fransa‘da kadına uygulanan şiddet tartışmaları aylardır gündemden düşmüyor. Kadın hakları savunucuları hükümeti durumu yeterince ciddiye almamakla suçlamıştı.
Gösteride kullanılan taleplerden birisi olan „Eşitlik“i Kant‘a sordum. Kant, „Eşitlik“ dedi, „hiç kimsenin, başka birisinin amaçları için araç olmamasıdır. Bütün insanlar birbirleri için amaç, yalnızca amaç oldukları sürece vardır eşitlik, araç oldukları zaman değil."
Toplumcu düşünürler ise,"sömürücülüğü kaldırmak, insanın insanı kullanmasına engel olmak “ dediler.
„Özgürlük kişinin kararlarını hiç bir baskı altında kalmadan alabilmesidir. Bu insanlara özgür insan denir. „ Özgürlük, toplumsal ilişkileri devrime tabi tutmayı ve "bugünkü durumu” ortadan kaldırmayı kapsar ve bu bakımdan salt bir karşı çıkış veya karşı-hegemonyadan ziyade reel bir harekettir.
Gösterinin sloganlarından birisi de „Şiddet“ idi. Bu soruyu da E. Fromm‘a sordum. O da sağ olsun itiraz etmeden cevap verdi:
„Yaşam yaratmak, yaşamın içine zar gibi rastgele fırlatılıp atılan insanın salt bir yaratık olma durumunu aşması demektir. Oysa yaşamı yoketmek yaşamı aşmak, pasifliğin dayanılmaz acısından kurtulmak demektir. Yaşam yaratabilmek güçsüz insanda bulunmayan birtakım nitelikler gerektirir. Yaşamı yok etmek içinse yalnızca bir tek nitelik -şiddete başvurmak- yeter. Güçsüz insan tabancası, bıçağı ya da kuvvetli bir bileği olduğu sürece başkalarının ya da kendisinin içindeki yaşamı yokederek aşabilir onu. Böylece kendisini yadsıyan yaşamdan öç almış olur. Ödünleyici şiddet güçsüzlükten doğan, güçsüzlüğü ödünleyen bir şiddet türüdür. Yaratamayan insan yok etmek ister; yaratırken, yok ederken salt bir yaratık olma rolünün ötesine geçer. Camus Caligula'ya şunları söyleterek bu fikri özlü olarak dile getirmiştir: "Yaşıyorum, öldürüyorum, yok etmenin insanı kendinden geçiren gücünü yaşıyorum; bununla karşılaştırıldığında yaratmanın gücü çocuk oyuncağından başka birşey değil.» Bu, sakatların, yaşamın kendilerinden insanca güçlerini olumlu bir biçimde ortaya dökme yetisini esirgediği kişilerin kullandığı şiddettir.“
Ajanslardan gelen haberleri geçmek yerine neden bu yolu seçtim? Neden sokağa çıktığınızı, ne istediğinizi bilin diye. Kalabalıkta boşluğu dolduran kafa olmayın diye.