Cihadistler mülteci olarak mı geliyor?
Politikanın gündemine damgasına vurarak birinci sıraya yükselen mülteci akını krize dönüştü.
Hükümet politikacıları ve ırkçı gruplar tarafından yapılan açıklamalardaki ülkede büyük endişe olduğu uyarısı, vurgusu mülteci politikasının birinci sırada tutulması için gerekçe oluyor.
Felaket tellallığıyla ulaşılmak istenen hedef için IŞİD militanlarının Suriye veya Irak’tan gelen mültecilerin arasına katılarak hedef seçtikleri Almanya’da saldırı düzenlemeyi deneyebilecekleri iddia ediliyor.
Bunu engellemenin yolu olarak da Avrupa sınırlarının kapatılması isteniyor. Peki bu tehlike ne kadar gerçekçi? Ve Almanya’nın mültecilerin gelmesi nedeniyle terör dalgasının tehdidi altında olduğu?
Bu insanlar binlerce kilometre yol kat ederek savaş ve terörden kaçıyorlar. Onların sorunlarını kendi sorunları olarak görmek istemeyen, refahının bozulmasını istemeyen politikacılar ve medya korkan insan olarak yetiştirilen toplumun nasıl korkutulacağını çok iyi biliyor:
Markus Söder, Bavyera Maliye Bakanı:
“Sadece iç savaştan kaçanların değil, iç savaşı yapanların da geleme ihtimali var.”
Hatta Welt gibi büyük gazeteler Avrupa’yı sonraki savaş alanı olarak görüyor. İddiaya göre IŞİD savaşçıları mülteci rotası üzerinden AB’ye gelebilir.
Tüm propagandalarda öne çıkan IŞİD tehlikesinin değil, korkunun ve korku salmanın gerçek olması.
Prof. Peter Neumann, Terör Uzmanı:
„IŞİD sempatizanlarının Avrupa’ya kaçak olarak gelebileceğine dair tek bir belirti ve kanıt yok.“
Bu felaket tellallığıyla ne yapılmak isteniyor? Rahatımız bozulmasın, bunun için Almanya, Almanya’nın da sebep olduğu iç savaştan kaçanlara kapılarını kapatsın. Herkes başının çaresine baksın. Sığınma yasası sertleştirilsin.
Artık küresel dünyada yaşandığını, ABD’li sosyal iletişim ağlarını kullanarak dünya ile kurdukları ilişkiyi anlayamayacak kadar beyinleri felç olmuş olanlar, ulusal sınırların hayaliyle yaşamaya devam ediyor.
Türkçede bunun adına "kıçını kiraya verip elini karşı koymak” deniliyor.
Felaket tellalları
|
Almanya
Rostock’ta bir Doğu Alman’la Batı Alman arasında geçen konuşma:
-Her taraf yabancı doldu. - Ben beni bileli varlar, benim için siz yabancıydınız.
- Ama bir Müslümanla bir Hristiyan’dan olacak çocuk hiç de iyi olmaz öyle değil mi?
- Sözünü ettiğiniz durumda olan bir tanıdığınız var mı?
- Yok.