Bu politik iklim Almanya'da sevilmiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Alman kamuoyunda bir politikacıdan beklenen inandırıcılık, ciddiyet, popülerlik ve saygınlığı tamamen kaybetti.

"Almanya'nın Trendi" araştırmalarında, Türkiye'de yaklaşık 3 hafta önce yaşanan darbe girişiminin ardından devletin attığı adımlara destek verenlerin sayısı sadece yüzde 5 düzeyinde kalırken, ankete katılanların yüzde 90'ı Ankara'nın darbe girişimi sonrası tutumundan rahatsız olduğunu açıkladı.

İlginç bir şekilde reddedilme yolunu kendisi seçti. Birçok insan askeri darbenin arkasında Gülen hareketinin olabileceğine inanmıyor. Başka bir deyişle Erdoğan'ın suçlamalarını kabul etmiyor. ve Erdoğan'ın politikasının doğru olduğundan kuşkulu.

Elde darbenin arkasında Gülen hareketinin olduğuna dair somut delil yok. Kamuoyu araştırması yok, sadece iddialar var.

Birbiriyle çok iyi anlaşan Erdoğan ve Gülen politik olarak yıllarca birlikte çalıştı. Ama üç yıl önce ortaklıkta çatlaklar oluştu.  

Tepkilerin güçlü olmasının sebebi Gülen hareketi hakkında çok az bilgiye sahip olunması.

Hoca kamuoyunda oldukça ılımlı. Camiler yerine okulları konuşuyor. Ama kulislerin arkasında Gülen sert bir yönetici. Şantaj ve sahte delillerle çalışıyor ve Vaiz Gülen, aşırı dinci bir Türk elit kesimi yetiştiriyor.  Bunu ABD'nin tanınmış bir araştırmacısının yaptığı bir araştırma gösteriyor. Erdoğan ve Gülen aynı çıkarlar peşinde olan iki kişi. Her ikisi de iktidar ve nüfuz arayışı içinde.

Erdoğan ülkeyi idare etmek, Gülen ise dini ideolojisini gerçekleştirmek istiyor. Erdoğan laikleri susturmak istiyor. Gülen ise Türkiye'yi daha etkili bir şekilde idare etme çabası içinde.

Erdoğan kurt postunda bir kurt, Gülen ise kuzu postunda bir kurt. Erdoğan çıkarlarını gizlemiyor. Gülen ise farklı bir yolu deniyor. Bunun için çelişkili hedefini gizlemeye çalışıyor.

Avrupa’daki politik gözlemciler Erdoğan ve Gülen ikilisinin Türkiye'deki demokrasi için bir tehlike olduğu görüşünde birleşiyor.      

Prediger Gülen züchtet eine türkische Elite heran