Neden? Çünkü “aldatılıyor” denilen halk bir defa değil 2002 yılından beri onu iktidar yapıyor. Halk her şeyi biliyor. Halk her şeyin farkında. Erdoğan’ı diktatörlükle, otokratiklikle eleştirenler, Erdoğan’ı seçen halkın yağcılığını yapmaya devam ediyorlar. Ancak Erdoğan, halka karşı “ananı da al git” diyebilecek kadar cesur. Şu biline: Erdoğan fotoğrafı halkın fotoğrafıdır. "Büyükler konuşurken küçüklere laf düşmez" diyen babanın fotoğrafıdır. "Büyüklere saygı göstereceksin" diyen dedenin fotoğrafıdır.
Erdoğan’a karşı çıkmakla Erdoğan iktidarı bitmez bu da iyi biline. Erdoğan’dan daha iyi ne yapacaksın, bunu nasıl yapacaksın? Bu soruların cevabını vermek için dersini çalışmamış olan “siyaset cambazlığı” damgasını hak eder. Demokrasi, düşünce özgürlüğü mü, vereceksin? Peki işsiz, evsiz, ekmeksiz insanın karnını doyurur mu demokrasi, düşünce özgürlüğü? Çalışmayan insanın işine yarar mı, sendikal özgürlük?
Çocukluğundan beri, annesinin-babasının azarlamasına maruz kalmamak için soru sormayı yaşam anlayışından çıkarmış bir insanın ne işine yarar düşünce özgürlüğü? "Kitap okuduğum zaman başım ağrıyor" diyen insanın ne işine yarayacak basın özgürlüğü?
Çok geç. 24 Haziran kapıda.
Nazım ne demişti?
Ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!