Bego Demir, Türk tekstil sektörünün karanlık yüzünü çok iyi biliyor. 15 yaşında iş aramak için İstanbul metropolüne geldi. Bir tekstil fabrikasında, ölümcül şöhretiyle tanınan kumlama yöntemiyle moda diye giydiğimiz kotları ağarttı. Ciddi şekilde hastalandı ve ciğerlerinin yarısını kaybetti.
Bugün Türkiye'de ve başka yerlerde kumlama yöntemi yasak. Bego Demir'in çabaları olumlu sonuçlara işaret etse de hedefine ulaşmaktan çok uzak. Kumlama yöntemini bırakan çoğu şirket artık kot pantolonları zehirli kimyasallarla boyuyor. Koruyucu önlemler çok nadir kullanılıyor. Bego, kimyasalların sadece işçi sağlığını değil çevreyi de tehdit ettiği konusunda uyarıyor.
Tehlikeli kimyasallar
Dün akşam 3sat’ta yayınlanan programa göre, Türkiye 16 milyar Dolar ihracatıyla dünyanın en büyük tekstil ihracatçılarından birisi. Giysiler, son derece modern, görünüşe göre örnek gösterilebilecek fabrikalarda üretiliyor. Ama arkasındaki gerçek farklı. Bodrum atölyelerinde günde 12 saat yasadışı “1 milyon 700 bin) ve korumasız olarak çalışan birçok tekstil işçisi, tamamen tehlikeli kimyasalların insafına terk edilmiş durumda.
Çok sayıda moda markası bu koşulları görmezden geliyor. Yeni tedarik zinciri yasaları da bu durumu değiştirmeye yetmemiş görünüyor. Bego, bir Tshirt’in üretilmesi için ekimden giyilecek hale gelinceye kadar 2.700 litre su kullanıldığını, dünyada en fazla doğaya zarar veren endüstrinin tekstil sanayisi olduğunu söyledi. Türkiye'de sürdürülebilir tekstil üretiminin mümkün olduğunu kanıtlamak isteyen Bego, bu amaçla kendi kot markasını kurdu.