Basında yer alan haberlere göre Corona krizi altındaki 2020 yılında milyonerlerin sayısı dünya çapında 20 milyon insanı aşmış durumda. Bu insanların toplam serveti 80 trilyon Dolar tutuyor. Yani dünya nüfusu arasındaki küçücük bir azınlık, dünya çapında oluşturulan zenginliğin büyük bir kesimini elinde tutuyor.
Almanya'da da Dolar veya Euro-Milyonerlerinin serveti artıyor. Yapılan hesaplamalara göre Alman milyonerlerin serveti yaklaşık 6 trilyon Dolar civarında. Bu büyük servet Almanya'daki nüfusun yüzde ikisinden az olan bir azınlığın elinde.
Verilere baktığımızda ABD, Japonya, Almanya ve Çin Halk Cumhuriyeti'nde dünya çapında en fazla milyonerin bulunduğunu görüyoruz. Toplam 20 milyon kişilik milyoner nüfusun yaklaşık üçte ikisi bu ülkelerde yaşıyor. Madalyonun diğer yüzüne de baktığımızda özellikle ABD, Avrupa ve Doğu Asya'da yoksulların daha da yoksullaştığını ve krizlerin tüm yükünün bu kesimlerin sırtına yüklendiğini görüyoruz.
İşçiler, emekçiler, emekliler ve işsizler harcayacakları her kuruşu üç kez düşünürken, zenginliklerine zenginlik katanlar paralarını nereye harcayacaklarını bilemiyor. Bu kadar büyük servetlerin çalışarak elde edilemeyeceği göz önünde tutulursa, bu büyük zenginliğin aslında insanlığın yarattıklarını çalanların zenginliği olduğunu, yani büyük zenginlerin aslında hırsız oldukları ortaya çıkıyor. Demek ki içinde yaşadığımız bu üretim tarzı, yani kapitalizm insana zararlı bir sistem.
Bu servet sömürüye, yok pahasına çalışmaya, doğanın tahribatına senin benim ses çıkarmayışımız sayesinde oluşuyor ve giderek büyüyor.