“Bu merkezler iltica işlemlerinin ve Almanya'da kalmaya hakkı olamayan yabancıların geri gönderilmesini hızlandırmak amacıyla açıldı.” Ancak Almanya’da ve AB üyesi Yunanistan’da açılan bu toplama kamplarının, mültecilere gözdağı vermek ve Avrupa hayalinden caydırmak için açıldığı görmezden gelinerek haberleştiriliyor.
Acımasız AB politikasının Yunanistan’da açtığı toplama kampı bir esir farkından farksız. Sağlık hizmetleri verilmiyor, çocuklar okula gidemiyor, insanlar demir parmaklıklar arkasında ve üst üste bir arada tutuluyor.
Bu uygulamadan büyük koalisyon ortağı CSU oldukça memnun. Ancak sığınmacı kuruluşları bu merkezlerin kapatılmasını istiyor. Gettolaştırma uyarısı yapan sığınmacılara yardım kuruluşları ve muhalefet, kurulan merkezleri “sınır dışı kampı” olmakla eleştiriyor. Bavyera Mülteci Konseyi'nden Alexander Thal, “CSU hükümetinin mültecilerin sırtından insanlık düşmanı bir seçim kampanyası yapması utanç verici” demişti.
Toplama kamplarında kalanlar da içinde bulundukları durumdan şikâyetçi. Kalınan odaların korunmak amacıyla kilitlenmesi yangın güvenliği gerekçesiyle yasak.
Saati 80 Cent’e tercümanlık yapan İngilizce öğretmeni İranlı Amir, „Burası şehirden dışlanmış farklı bir şehir. Dışarı çıkarken, şimdi Almanya’ya gidiyoruz diyoruz. Buradaki yasalar ve kurallar dışarıdan çok farklı“ diyor.