Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş‘ın çağrısı üzerine dün Diyarbakır’ın farklı yerlerinden yüzlerce kişi Sur ilçesine yürüdü.
Güvenlik güçleri, özerklik girişimine karşı başlatılan operasyon ve abluka nedeniyle 92 gündür sokağa çıkma yasağının uygulandığı ilçeye girmek isteyen kalabalığa izin vermedi. Grubu dağıtmak için tazyikli su ve göz yaşartıcı gaz kullandı. 30’dan fazla kişi gözaltına alındı.
Polisin göstericilere müdahalesine tepki gösteren Demirtaş, “Şehrimizde, ülkemizde, topraklarımızda AKP’nin kirli savaşını istemiyoruz ve biz buna karşı sokaklara çıkıyoruz; Bu gösterinin yasaklanması, bunun müdahale ile karşılanması hukuk dışıdır, suçtur” dedi.
Diyarbakır Başsavcılığı, yaptığı yürüyüş çağrısı nedeniyle Demirtaş hakkında soruşturma başlattı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu ise HDP liderini halkı provoke ederek sokağa dökmeye çalışmakla suçladı. Davutoğlu HDP liderine, “Allah aşkına bunların ağzından hiç silahları bırakın, biz burada Ankara siyaset yapıyoruz. Elinize niye silah alıp bizim siyasetimizi lekeliyorsunuz? dediklerini duydunuz mu?” diye sordu.
Öte yandan Şırnak’ın Cizre ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasağı dünden itibaren kısmen kaldırıldı.
Cizre’den göçen Kürt vatandaşlardan çoğu yasağın kalkmasının ardından döndükleri mahallelerinin enkazıyla karşılaştı. Yıkıntılar arasından kullanılabilir eşyalarını kurtarmaya çalıştı.
Yaşlı bir kadın: "Üç dairemiz vardı ama şimdi sokakta kaldık. Bütün eşyalarımız evimiz, varımız yoğumuz bu yıkıntının altında kaldı. Hayatımız gitti, onca yıllık emeğimiz gitti. Can da gitti mal da. Allah'ım sen bu zulmü kabul etme".
Bu travmalardan dosluk çıkar mı? Karşılaşılan, karşılaşılacak her olayın geçmişi yaşattığı travmadan ruhsal olarak dingin bir insan çıkar mı?