İnsanları virüs yorgunu haline getiren her zirvede değişen önlemler paketi, halkı kobay haline getirdi: Aşı yok, aşı testi yürümüyor, mağazanın birisi açık diğeri kapalı. Politikacılar doğum günü partisi yaparken, bağış için yemekli toplantılara katılırken insanlardan sosyal mesafeyi korumaları ve evde kalmaları çağrıları insanlar arasında güvensizliği besleyen verimli toprak haline geldi.
Protesto gösterisinin çağrısını yapanlar, bu kriz durumunu otoriter bir rejim için kullandılar.

Kassel Üniversitesinden siyaset bilimcisi Prof. Dr. Wolfgang Schröder ile söyleşi:
 
Soru: Kassel’de toplanan insanlar çok farklı gruplardan oluşuyorlar. Bunların hangi politik gruplardan geldiklerini söyleyebilir misiniz?
 
Wolfgang Schröder: Sahiden de tuhaf bir hareketle karşı karşıyayız. Hippilerden Nazilere, çocuktan yaşlılara kadar karmaşık bir grup insan. Aralarında kriz politikalarının mağdurları olduğu kadar, dünya çapında komplo olduğunu iddia eden komplo teoricileri de var. Diktatörlük olduğunu söyleyenler, aşırı sağcılar, İdentiter hareketinden olanlar, Naziler, aşı karşıtları ve Almanya’yı kabul etmeyen Rayh Yurttaşları isimli gruptan insanlar bir arada. Bu gelişmenin arka planı, insanları güvencesizliği, temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanması ve krizden ne zaman çıkılacağının bilinmemesidir. Burada bir araya gelenler, bu durumu masif bir şekilde kendi çıkarlarına kullanıyorlar. Sanki halkın sözcüleriymiş gibi hükümete karşı aksiyona geçme hakkını görüyorlar. Hem hükümet hem de medya bunlar tarafından düşman olarak görülüyorlar. Hükümet ve medyanın Korona diktatörlüğünü kurduğunu iddia ediyorlar.
 
Soru: Bu farklı gruplar aynı zamanda AfD içinde de bir aradalar. Ama AfD son Baden-Württemberg ve Rheinland-Pfalz eyalet seçimleri ile Hessen’deki yerel seçimlerde oy kaybetti. Bu Querdenken Hareketi ne kadar güçlü ki?
 
Wolfgang Schröder: Bu hareketi basitçe AfD’ye mal etmek, yapılan araştırmalardan gördüğümüz gibi, doğru değil. Aralarında aşı karşıtlarından Homoöpatlara kadar, hükümetsiz bir ülke savunan tuhaf bir güruh var. Ama aşırı sağcılar da güçlü bir şekilde temsil ediliyorlar. Ve anketlere bakarsak, aşı karşıtlarının yaklaşık yüzde yetmişinin AfD cephesinden geldiğini görebiliriz. AfD hükümetin Korona politikalarını sert şekilde eleştiriyor. Ama AfD’nin aynı zamanda bu hareketle bir sorunu var, çünkü AfD taraftarlarının yüzde otuzu hükümetin korona politikalarını desteklemekle kalmıyor, hatta daha sert tedbirler istiyor. O açıdan AfD’nin Baden-Württemberg, Rheinland-Pfalz ve Hessen’de elde ettiği seçim sonuçları AfD açısından o kadar da kötü değil.