Buna karşın Alman Aile Hekimleri Birliği, bu karar alınırken STİKO'ya danışılmamasını eleştirdi. STİKO'nun bilgi ve deneyiminin böylesi önemli bir konuda dikkate alınmaması, “aşı kampanyasını tökezletir” diyen Aile Hekimleri Birliği, bu tavrın seçim kampanyası tınısı verdiğini vurguladı. Asıl risklerin çocuklarda ve gençlerde değil, aşı olmak istemeyen yetişkinlerden kaynaklandığı belirtildi.

Sağlık bakanları Pazartesi günü yaptıkları toplantıda tüm eyaletlerde on iki- on yedi yaş arası çocukların kolaylıkla aşı olabilmelerini karar altına almıştı. STİKO ise bu yaş grubundaki çocuklara diyabet veya Adipositas gibi belirli hastalıklardan mustarip olmaları durumunda aşı yapılmasını önermişti.

STİKO başkanı Thomas Mertens komisyonun en kısa zamanda yeni bir öneride bulunacağını umduğunu, bakanların aldığı kararın, halk sağlığı konusunda önlem anlamında siyasi bir karar olduğunu belirtti. Ama aynı zamanda da çocuklara aşı yapılması tartışmasıyla asıl sorunun üstünün örtülmesini de eleştirdi. Çünkü çocuk ve gençlerin aşı olması, virüsten korunmak için gerekli olan sürü bağışıklığına bir katkıda bulunmuyor. Diğer ülkelerde bu konuda farklı adımlar atılıyor. ABD örneğini veren Mertens, ABD’de çok sayıda gencin aşılanmış olmasını, bu yaş grubundaki yetersiz beslenme, obezite ve diyabetin yüksek oranda olmasına bağlı olduğunu vurguladı.

DLF muhabiri Volker Finthammer ise politikacıları hala yetişkinleri aşılamaya ikna edecek bir stratejileri olmamakla eleştirdi.
“Asıl soru şudur” diyen Finthammer, Aşı olmayı reddeden insanları nasıl ikna edersiniz? diye soruyor. O, yorumuna şöyle devam ediyor: “Her halükarda, STIKO başkanı Thomas Mertens'in haklı olarak işaret ettiği gibi, bu sadece bir vekalet tartışması gibi görünüyor. Politika, dört milyonun biraz üzerinde gencin aşılanması konusunda tartışmak yerine, 18 yaşın üzerinde olup aşı olmayı reddedenleri nasıl kazanacağına daha fazla odaklanmalı. Bunlardan 18 milyondan fazla Alman vatandaşı aşılanmadı. Ama tam da bu noktada siyasetin ikna edici bir stratejisi yok. “