Bu gün söz konusu taleplerle sokağa çıkacak kadınlar, 365 gün boyunca hangi mücadele biçimleri içinde, hangi ortak ve insani ihtiyaç ve taleplerle bir araya gelecek? Uzun vadeli plan var mı, varsa bu planın adı nedir?
Tacizler, istismarlar, aşağılamalar, öldürmeler, dayak olayları mı bir araya gelmenin gerekçesi olacak? Bu olaylar sona erdiğinde sorunlar bitmiş mi olacak.
Yıllardır, “kadınlar artık birleşin!” rica tınılı çağrılar yapılıyor. Ancak birleşme gerçekleşmiyor. Neden?
Yazar Zana Ramadani, “artı gerçek”in sorularını cevaplarken: “Erkekler değişirse dünya değişir demek doğru değil” diyor.
Ramadani, kadın sorunlarının ve çözümlerinin altını şöyle çiziyor:
“Benim her zaman üzerinde durduğum nokta şu: Ancak güçlü kadın dünyayı değiştirebilir. Eğer biz kadınlar günlük olarak yaptıklarımızla ataerkil sistemi desteklemesek, taleplerimizle, giyimimizle, görünüşümüzle, çocuk yetiştirmemizle vs. bunları fark edip değiştirirsek birçok şey kendiliğinden mecburen değişecek. Ben sürekli şikâyet edip erkeklerin değişmesini savunmaktansa kendimizde de değişecek ne varsa değiştirmekten yanayım."
"Biliyorum birçok feminist ‘erkekler değişirse dünya değişir’i duymak istiyor. Ama bu gerçekçi değil, hepimiz kendimizi değiştirmeliyiz."
"Benim için yeni kuşak çok önemli. Yeni kuşak yetişkin bir kadının bilmesi gereken en önemli şey, “Bu dünyada hiçbir erkek, hiçbir iş ve para benim bir erkek tarafından aşağılanmama izin vermem için değerli değildir!” Bizler kızlarımızı da bu bilinçle yetiştirmeliyiz. Bu bilinçle yetişen kadın güçlü olur. Güç ve iktidar tarzında yaşanılan taciz ve ayrımcılıkta çok büyük oranda azalır belki de yok olur.
Ama ne yazık ki bu şekilde yetişmiyorlar. Almanya’da ‘Germanys next Supermodel’ (Top Model Almanya) gibi yarışmalarla büyüyorlar. Madalyonun bir tarafında kızlara güzel olmak, seksi görünmek empoze ediliyor diğer tarafında da İslam ülkelerindeki gibi onurlu, mukaddes, iyi kadın olmak için başörtü takmaları dayatılıyor. Prensipte aynı değerlerle (gerçek ve iyi kadın olmak anlamında) sadece farklı tahayyüllerle yetiştiriliyorlar."
Armağan edilen günün değeri anlaşılamadığı için “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü kutlu olsun” diyemiyorum.