Ekonomi Bakanı Katherina Reiche (CDU), yaptığı açıklamada, artık çalışabilecek durumda olan herkesin yaşam giderlerinin en azından bir kısmını kendi emeğiyle karşılaması gerektiğini savundu. Bu açıklama, hükümetin sosyal yardımlara daha sıkı koşullar getirme hazırlığında olduğu şeklinde yorumlandı.
Yaklaşık 5,5 milyon insanın Bürgergeld aldığı, bunların 4 milyonunun ise “çalışabilir” durumda olduğu belirtiliyor. Ancak bu gruba, örneğin kısa süreli hasta olanlar, çocuk bakan ebeveynler ya da hasta yakınlarına bakım sağlayanlar da dahil ediliyor. CDU ve SPD'nin üzerinde uzlaştığı “yeni temel güvence” planı kapsamında, yardım alabilecek gruplar yeniden tanımlanacak.
Öte yandan Ukrayna'dan gelen mültecilere yönelik özel uygulamalar da artan sosyal yardım tartışmalarının merkezinde yer alıyor. 2024 yılında Ukraynalı mültecilere yönelik sosyal yardımların devlete maliyetinin 6,3 milyar euro civarında olduğu açıklandı. Şimdiye kadar Kremlin'e yakın olmakla suçlanmayan Markus Söder (CSU) bile artık bunun ani bir şekilde sona ermesini istedi.
Uzmanlara göre sosyal harcamalardaki artışın sebebi işsiz Ukraynalılar, Almanlar ya da Suriyeliler değil. Asıl neden, Almanya’nın uzun süredir yaşadığı ekonomik durgunluk ve başarısız sanayi politikaları. Ekonomik gerilemenin başlıca nedenleri ise Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, Çin’le artan ticari rekabet ve enerji krizinin etkileri olarak gösteriliyor.
Tüm bu gelişmelerin ortasında, Alman hükümeti savunma bütçesini artırma planlarını sürdürüyor. Savunma Bakanlığı'nın temel bütçesinin 2029 yılına kadar 152 milyar euroya çıkarılması hedefleniyor. Bu hataları düzeltmek için birkaç yoksulu hedef alarak sosyal yardımlarda kısıtlamaya gidilirken askeri harcamalardaki baş döndürücü artış, kamuoyunda tartışmalara neden oluyor.