Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Bärbel Bas (SPD), güncellenen taslakla yılda yaklaşık 1 milyar Euro ya da daha fazla tasarruf sağlanabileceğini savunurken, 50’den fazla sivil toplum örgütü reformun milyonlarca insanın hayatını daha da zorlaştıracağı uyarısında bulunuyor.
Bakanlığın hesaplamalarına göre, Bürgergeld alanların işgücüne daha hızlı kazandırılması hâlinde devlet harcamaları önemli ölçüde düşebilir. Örneğin 100.000 kişinin iş bulması durumunda yıllık yaklaşık 850 milyon Euro tasarruf öngörülüyor. Ayrıca yardım alanların biriktirebileceği paranın sınırlandırılmasıyla yılda 75 milyon Euro ek tasarruf elde edilmesi bekleniyor. Bas, reformun sadece giderleri kısmayacağını, daha fazla kişinin istihdama katılmasıyla vergi gelirlerinin ve sosyal sigorta primlerinin de artacağını belirtiyor.
Ancak birçok uzman ve eleştirmen, bu hesaplamanın gerçekçi olup olmadığını sorguluyor. “Binlerce iş yeri yurt dışına taşınırken, 100 bin kişinin iş bulması nasıl mümkün olacak?” sorusu kamuoyunda tartışma yaratıyor. İşgücü piyasasındaki daralma ve dışa taşınan üretim nedeniyle, reformun vaat ettiği tasarrufun gerçekleşmesi şüpheli görülüyor.
Yeni tahminler, ekim ayında ortaya çıkan ilk taslaktaki rakamların çok üzerinde. O dönemde 2026 yılı için sadece 86 milyon, 2027 için ise 69 milyon euroluk tasarruf öngörülüyordu. Bugünse ekonomik koşullara bağlı olarak tasarrufun bu değerlerin 10 katını aşabileceği ifade ediliyor. Buna rağmen, beklenen 1 milyar euroluk tasarruf, Başbakan Friedrich Merz’in seçim döneminde vaat ettiği 5 milyar euroluk hedefin oldukça gerisinde.
Tüm bu tasarruf tartışmaları sürerken, kamuoyunda dikkat çeken bir başka eleştiri de yeniden gündemde: “Kuaförlere, vizajistlere ayda binlerce Euro harcayan politikacıların, tasarrufu yine yoksulların cebinden çıkarmaya çalışması”. Reformun savunucularının kemer sıkma çağrıları, siyasetin kendi harcamalarıyla çeliştiği gerekçesiyle tepki topluyor.
Sivil toplum kuruluşları da hükümete benzer bir mesaj veriyor. Diakonie, Paritätischer Wohlfahrtsverband ve Ärzte der Welt gibi kurumların da aralarında bulunduğu 50’den fazla örgüt, ortak açıklamalarında reformun yoksulluğu azaltmayacağını, aksine insanların geçimini daha da zorlaştıracağını belirtti. Açıklamada, Almanya’da herkesin insan onuruna uygun bir yaşam hakkına sahip olduğu vurgulanarak; bugün birçok kişinin gönüllüler, bağışlar ve yardım kuruluşları olmadan temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı kaydedildi.
Hükümetin planladığı değişikliklere göre, Bürgergeld alanlar randevulara gitmez veya iş tekliflerini reddederse ödemeler daha erken ve daha sert şekilde kesilebilecek. Bazı durumlarda ödemelerin tamamen durdurulması da mümkün olacak.
Almanya’da şu anda yaklaşık 5,4 milyon kişi Bürgergeld alıyor ve sistemin maliyetinin bu yıl 50 milyar Euro‘yu aşması bekleniyor. Reformun 1 Temmuz 2026’da yürürlüğe girmesi planlanırken, sosyal devletin sınırları ve yoksulluğa karşı hangi politikaların uygulanacağı önümüzdeki dönemde Alman siyasetinin en tartışmalı başlıkları arasında yer almayı sürdürecek.
