Bu senaryo yalnızca tür açısından zengin ekosistemlere sahip tropik ülkelerde değil, burada, Almanya'da da yaşanıyor. Almanya Doğa Koruma Dairesi (BfN), Almanya'daki biyolojik çeşitliliğin durumunu endişe verici olarak tanımlıyor.
Şu anda, Almanya'da bulunan türlerin yüzde 37'sinden fazlası Kırmızı Listede yer alıyor. Ulusal Bilimler Akademisi Leopoldina'ya göre, bu durumdan doğa koruma bölgeleri ve tarım alanlarındaki türler bile etkileniyor.
Örneğin, açık arazilere özgü kuş türleri 1990'dan bu yana ortalama yüzde 30 oranında azaldı. Bazı kuş türleri için ise düşüş önemli ölçüde daha da yüksek.
Profesör Doktor. J. Wolfgang Wägele gibi çok sayıda bilim insanı kaybolan türlerin artık geri getirilemeyeceğini söylüyor.
Biyolojik çeşitlilik kaybının nedenleri
Bunun nedenleri, tür açısından fakir ekilebilir ürünler, böcek ilacı ve gübrelerin sık ve yaygın kullanımı ile birlikte çayırların, nadasa bırakılan alanların ağaçların yetişebileceği alanların ortadan kalkması. Ancak biyoçeşitliliğin kaybından üretimi artırmaya yönelik tarımı sorumlu tutmak basiretsizlik olur.
Çünkü türlerin yok olmasındaki en önemli faktör yol ve yerleşim inşaatlarında olduğu gibi artan parçalanma ve buna bağlı olarak habitatların yaşam alanlarının azalmasıdır. Gelişmemiş ve kesilmemiş alanlar giderek daha nadir hale geliyor. Yerli hayvanları ve bitkileri yerinden eden kirliliği de buna eklemek gerekiyor. Şimdiye kadar, bilim insanları iklim değişikliğine ikincil bir rol verdiler. Ancak gelecekte önemi daha da artacak.
Daha fazla çeşitliliğe giden yollar
Leopoldina'daki bilim insanları, tarım ve çevre politikasının birbirine daha yakın hale getirilmesini tavsiye ediyor. Her şeyden önce, doğa dostu tarımı ekonomik açıdan cazip hale getirmek için, sübvansiyon ödemelerinin sağlanan ekosistem hizmetleriyle bağlantılı olması gerekiyor.
Mevcut koruma bölgesi sistemindeki boşluklar kontrol edilmeli ve daha da geliştirilmeli. Koruma altındaki alanların mutlaka kullanım dışı bırakılması gerekli değildir. Buna ek olarak, habitatlar arasında ağ kurulmalı, nehirler tekrar geçilebilir hale getirilmeli ve kullanılmayan ormanların oranı artırılmalı.
Şu bilinmeli ki eksik olan fikirler değildir, aksine uygulama eksiktir. Aralık 2021'de AB Komisyonu, Natura 2.000 bölgesindeki çiçekli çayırların yetersiz korunması ve Habitat Direktifi'nin (RL 92/43/EEC) ihlali nedeniyle Almanya'yı AB Adalet Divanı'na götürdü.
