Berlin'de sığınmacı zirvesi

|   Almanya

Batılı ülkelerin silah gönderdiği ülkelerde süren iç savaştan kaçarak Avrupa kapılarına dayanan sığınmacı akını, Başbakan Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ı harekete geçirdi. Berlin'de bugün düzenlenecek zirvede çözüm yolları konuşulacak.

Berlin'deki zirveye Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko da katılıyor. Sığınmacı sayısının boyutları daha önce yalnızca Ukrayna krizinin ele alınması kararlaştırılan toplantının gündemini değiştirdi. Bugünkü zirvede öncelikli olarak sığınmacı konusu ele alınacak.

Merkel – Hollande zirvesinde sığınmacı akınına uğrayan İtalya ve Yunanistan'da ilk kayıt merkezlerinin kurulmasının hızlandırılması ele alınacak. Böylece sığınmacılar vardıkları ilk AB ülkesinde kayıt altına alınacak. Sığınmacılar, gerekçelerine göre haklı ya da kaçak olarak tasnif edilecek.Zirvede, güvenli ülkelerin ortak bir düzenlemeyle tanımlanması bekleniyor.



Avrupa Birliği halen daha önce hiç görülmemiş seviyede bir sığınmacı akını yaşıyor. Bu yılın başından beri Afrika, Ortadoğu ve Güney Asya ülkelerinden 100.000 sığınmacı daha iyi bir yaşam umuduyla İtalya’ya ayak bastı.

İngiltere ve Doğu Avrupa sığınmacı istemiyor
AB Komisyonu'nun sığınmacıları üye ülkelere dağıtma planı İngiltere ve Doğu Avrupa ülkelerinin direnişiyle iptal edilmiş, gönüllülük esasına dayanan bir uygulama kabul edilmişti.

Gönüllülük temelinde alınacak sığınmacılar da bazı AB üyeleri açısından sorun oldu. 200.000 Suriyeli sığınmacıyı alabileceğini açıklayan 5,5 milyon nüfuslu Slovakya, sığınmacıların Hrıstiyan olmasını şart koşmuştu.

Olmayacak duaya âmin çağrısı yapan Kiliseler yoksulluk gibi kaçışın sebepleriyle uğraşılmasını istedi. Adil olmayan ticari anlaşmalar yüzünden uluslararası tekellerin kaynakları yağmalamasının yoksullaşmanın sebebi olduğunu açıklayan Katolik Kilisesi, bu politikada değişiklik yapılmasını istedi. Bu talep kapitalizmin değiştirilmesi gibi bir şey olduğundan olmayacak duaya âmin olarak algılandı.

Alman silah ihracatını eleştiren Protestan Kilisesi de Mültecilerin büyük çoğunluğunun silahların gönderildiği ve çatışmaların sürdüğü bölgelerden geldiğine dikkat çekti.

AB hangi değerlerin topluluğu?
Alman Milli Marşı’nın temelini birlik, adalet ve özgürlük oluşturuyor.
Hala bunların temel değerler olduğu söylenebilir mi? Yoksa eski zamanlara özgü törensel bir üslup mu?
İnternet kullanıcılarının özel bilgilerin kaydedilmesi, herkesi zanlı haline getiren bu uygulamanın özgürlük değerleriyle açıklanması mümkün mü?

Politikacıların bu idare tarzına toplumun "daha fazla güvenliğe ihtiyacımız var, bu özgürlüğü kaldırmayız" desteği ne anlama geliyor?

Zenginle fakir arasındaki uçurum da giderek büyüyor. Bu durum dayanışma, sosyal devlet ve eşitlik talepli Fransız burjuva devriminin Avrupa değerlerinin sonuna işaret etmiyor mu?
Bu gerçekler ortada iken Mannheimer Morgen gazetesi Avrupa Birliği'nin bir değerler topluluğu olduğunu hatırlatıyor. Gazete şöyle yazıyor:
" Zira Avrupa Birliği eğer, Brüksel'de sık sık severek dile getirildiği gibi, bir değerler topluluğu ise bu değerler şu anda tam temelinden sarsılıyor demektir. Şengen Bölgesi'nde serbest dolaşımın kısıtlanabileceğine yönelik imalar dahi bu problemin hangi aşamaya geldiğinin bir kanıtı. Yunanistan krizi Avrupa Birliği içindeki birliği tehlikeye atmıyor. Esas patlayıcı gücü henüz bir çözüm bulunmamış olan mülteci krizi."

Geri

 

Card image cap
înfo Magazin
Daha fazlasi için

YouTube
Card image cap
Türk Sanat Müziği
Daha fazlasi için
Card image cap
Mesleğe Adım Adım
Daha fazlasi için
Card image cap
İstekler Programı
Daha fazlasi için
Card image cap
SALI SALI Hakan
Daha fazlasi için